Koronavirüs günlüğü Sağlık Uluslararası politika

Türkmenistan ve Kuzey Kore’de gerçekten koronavirüs yok mu?

Yazan: Mehmet Ali Yıldırım
5 milyon nüfuslu Türkmenistan ve 25 milyon nüfuslu Kuzey Kore'de şu ana kadar Covid-19 vakasına rastlanmadı.

Resmî bildirimlere göre Türkmenistan ve Kuzey Kore’de hâlâ Covid-19 vakasına rastlanmadı. Gerçeği yansıtmayan bu durumu her iki ülkenin totaliter yapısına bağlayan bağımsız kaynaklar, vakaların gizlendiğini savunuyor.

Başta epidemi merkezi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere dünyanın en çok nüfusa ve en yüksek ekonomik büyüklüğe sahip ülkeleri Covid-19 kaynaklı kayıpların önüne geçebilmek için mücadele verirken, virüsün hâlâ giremediği iddia edilen ülkeler var.

Tek bir koronavirüs vakası dahi bildirilmeyen ülkelerin birçoğu Mikronezya, Samoa, Vanuatu, Tonga gibi küçük Okyanusya ülkeleri. Ancak bu listede dikkat çeken iki ülke var; Kuzey Kore ve Türkmenistan.

Bu iki ülke örnek gösterilince insanların aklına ilk gelen şeylerden biri ülkelerin içinde bulunduğu ve totaliter olarak tanımlanabilecek yönetim şekilleri. Hatta söz konusu ülke dünyanın en kapalı ülkesi Kuzey Kore olunca, sosyal medyada ülkede Covid-19’a yakalandığı söylenen insanların idam edilerek, sorunun kökten çözüldüğü gibi gerçeği yansıtmayan haberler çıkmıştı.

Türkmenistan virüs “yokmuşçasına” hareket ediyor

Türkmenistan hakkında ortaya çıkan iddialar ise biraz daha farklıydı. Haberlere göre Orta Asya ülkesinde “koronavirüs” kelimesinin kullanımı yasaklanmıştı. Sokakta bu konu hakkında konuşan insanlar gözaltına alınıyor ve cezai yaptırım uygulanıyordu. Hatta sokakta ve kamusal alanlarda maske takmak da yasaklanmıştı. İddialar bir nebze de olsa gerçeği yansıtıyor.

Haberin kaynağı ise Türkmenistan’da devlet tekelindeki basına alternatif olarak ülkenin dışında faaliyet gösteren Turkmenistan Chronicle sitesi. Sitenin yayınladığı habere göre Türkmenistan Sağlık Bakanlığı’nın hastanelere, okullara ve işyerlerine dağıttığı ve salgın hakkında bilgiler içeren kitapçıklarda ufak değişikliklere gidildi. Kitapçıkların ilk halinde “koronavirüs” kelimesi yer alırken, sonraki basımlarda bu kelimenin kullanımından kaçıldı. Koronavirüs, Covid-19 gibi tanımlamaların yerine “akut solunum yolu hastalığı” tercih edildi.

Türkmenistan Sağlık Bakanlığı’nın dağıttığı broşürlerin öncesi ve sonrası. Sağ taraftakilerde “koronavirüs” ibaresi kaldırılmış. (Görüntü: Turkmenistan Chronicle)

RFE/RL’nin (Radio Free Europe/Radio Liberty) Türkmenistan servisinden yapılan bir habere göre ise sokaklarda koronavirüs hakkında konuşmak gözaltı ile sonuçlanabiliyor. Otobüs, otobüs durakları gibi kamusal alanlara sivil kıyafetlerle karışan devlet görevlilerinin, salgın hakkında konuşanları gözaltına aldığı ve tutuklananların akıbetinin bilinmediği iddia edildi. Türkmen yetkililer uçuşların durdurulması, yurtdışından gelenlere karantina uygulanması gibi önlemler alsa da, halkın her şeye rağmen böyle bir sorun yokmuşçasına yaşamasını istiyor.

Tüm bu yapılanların, devlet başkanı Kurbankulu Berdimuhammedov’un yönetimde olduğu yılları “kudret ve mutluluk” yılları olarak tanımlaması ve bir pandeminin buna gölge düşürmesini istememesi olarak yorumlandı.

Kuzey Kore salgın tehlikesinin farkında 

Pyongyang sokakları. (Fotoğraf: Kyodo News)

Kuzey Kore’de durum biraz daha farklı. Koronavirüs’ün halk sağlığı için ciddi bir tehlike olduğunun farkında olan Pyongyang yönetimi ilk iş olarak Ocak ayı sonunda ülkeye zaten az miktarda olan turist alımını durdurdu, Şubat ayında da pandeminin başlangıç noktası olan Çin ile olan kara sınırlarını tamamen kapattı. Ülkenin kötü bir sağlık sistemine sahip olduğu biliniyor. Kuzey Kore Kamu Sağlığı yetkilisi Pak Myong-Su da ülkede virüs saptandığı halde olası bir felaketin kaçınılmaz olduğunun altını çizmekten kaçınmıyor.

Ülkede salgın nedeniyle yurtdışından getirdiği vatandaşları için farklı prosedürler uyguluyor. Normalde 15-20 gün arasında değişen karantina süresi Kuzey Kore’de 40 gün ve bunun üstüne 30 günlük bir tıbbi gözlem süreci olarak işliyor. Halk arasında da Türkmenistan’ın aksine maske kullanımının gayet yaygın olduğu söylenebilir. Okullarda, işyerlerinde ve kamusal alanlarda çekilmiş fotoğraflarda neredeyse bütün Kuzey Korelilerin maskeli olduğu gözlemlenebiliyor. Kuzey Kore’nin halkı üstündeki baskıcı yönetimin ve halkın da bu yönetim şekline duyduğu güvenin, önlemlere ve kurallara daha çok özen gösterilmesini sağladığının altı çiziliyor.

Pyongyang Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri okula girmeden önce dezenfekte olup, ateş ölçümleri yapılıyor. (Fotoğraf: Kim Won Jin-AFP)

Özellikle Güney Koreli kaynaklara göre ise Kuzey Kore’de hiç koronavirüs vakasının olmaması neredeyse imkânsız. Buna neden olarak ülkenin en büyük müttefiki olan Çin ile sıkı bir ticaret içinde olması ve Kuzey Kore’ye gelen en çok turistin Çin’den hareket etmesi. Turistik faaliyetler tamamen durdurulmuş olsa da, Kuzey Kore ve Çin arasındaki ticaret, sıkı denetlemeler ve artırılmış hijyen kuralları ile kısmen devam ediyor.

Kuzey Kore medyasının devlet tekelinde olması ve ülkeden fazla haber çıkmaması da ilginç iddiaların ortaya çıkmasına neden oluyor. Ülkedeki virüslü vakaların hiç vakit kaybedilmeden idam edildiği, böylece virüsün yayılmadığı gibi kurmaca haberlerin dışında, devlet başkanı Kim Jong-Un’un da hatalı bir kalp ameliyatı sonucu hayatını kaybettiği sıkça konuşulmuştu.

Göze çarpan bir başka gerçek de, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 180 ülkeyi değerlendirmeye aldığı 2020 Basın Özgürlüğü İndeksi‘ne göre Türkmenistan ve Kuzey Kore’nin son iki sırada yer alması.

Yorum yazın