Genel

Yoldaş Pançuni geri döndü

Yazan: [email protected]

Barış Aydın Kuşatma hali devam ediyor ve biz, sekiz günden beri, savaş gereksinimleri doğrultusunda takviye ettiğimiz okul binasında mahsur durumdayız. Öğrenci Birliği Başkanı Garo’nun anası Sara da saflarımıza katıldı. Bu akıllı kocakarıyla el işaretleriyle anlaşmak gerekiyor, zira hepten sağır. Sara’nın katılımıyla hemen “Dzabılvar Bilinçli Kadınlar ÖNCÜ birliği”ni ve ona destek niteliğindeki “Dzabılvar Ermeni Kadınları FEDAKÂR […]

Barış Aydın


Kuşatma hali devam ediyor ve biz, sekiz günden beri, savaş gereksinimleri doğrultusunda takviye ettiğimiz okul binasında mahsur durumdayız. Öğrenci Birliği Başkanı Garo’nun anası Sara da saflarımıza katıldı. Bu akıllı kocakarıyla el işaretleriyle anlaşmak gerekiyor, zira hepten sağır. Sara’nın katılımıyla hemen “Dzabılvar Bilinçli Kadınlar ÖNCÜ birliği”ni ve ona destek niteliğindeki “Dzabılvar Ermeni Kadınları FEDAKÂR Grubu”nu kurmaya giriştim. Bu sonuncu örgüt kesin bir ihtiyaç halini almıştı; zira birkaç günden beri mayasıldan kıvranıyordum ve fedakâr bir kadının bakımına ihtiyacım vardı.

Yervant Odyan’ın 1911 ve 1914 yıllarında yazdığı üçlemenin ilk iki bölümünü kapsayan Yoldaş Pançuni nihayet yeni baskısı ile -küçük çaplı eklemelerle- tekrardan okurlarıyla buluştu.

Aleksandr Saruhan’ın çizimleri tamamlanan Yoldaş Pançuni serisinin üçüncü bölümü her ne kadar Türkçe’ye çevrilmese de eldeki iki bölümdeki eleştiriler Ermenilere, Kürtlere ve Türklere yetecek boyuttadır. Yervant Odyan, Yoldaş Pançuni üzerinden dönemin siyasal yapısını, Kürt aşiretlerin Osmanlı ve yerel yönetimlerle kurduğu değişken anlayışı ve en önemlisi Ermeniler arasındaki ciddi politik ayrışmaları aktarıyor.

Odyan’ın Pançuni’nin ağzından aktardığı İstanbul Ermenileri ile Anadolu Ermenileri arasındaki kültürel ve ekonomik farklılıkların yarattığı siyasal algılayışın günümüzde de sürdüğü söylenebilir. Sosyalist jargonla ifade edilen döneme ilişkin Odyan’ın temel eleştirisi Ermenilerin sosyalizmi algılayış biçimidir.

Trabzonlu bir ailenin en küçük cocuğu olan Pançuni annesini doğumdan hemen sonra kaybetmiş ve bu sebeple anne sütü içememiştir, keçi sütü içerek büyümüştür. Bazı biyografi yazarları tarafından “boş kafalılığı” buna duruma bağlanıyor. Pançuni’nin bir yıl süreyle yoldaşlara yazdığı on iki mektup da “Sevgili yoldaşlar” diye başlayıp bir şekilde paraya ihtiyacı olduğunu belirten bir şekilde son bulur: posta geldi; mektuplar, gazeteler, talimatlar elime ulaştı; ancak paradan eser yok. Lütfen bu hayati konuya önem verin. Yoldaşlar uzun süre para yolamayınca Pançuni’nin üslubu da değişir: mütevazı çalışmalarım hakkında döşendiğiniz övgülere teşekkür ederim. Keşke onun yerine biraz para yollasaydınız. Manevi teşvikler fiziksel ihtiyaçları karşılayamaz; bu teknik bir gerçek.

Pançuni gibi geveze, parasız, inatçı, kalıpçı biri o döneme uygun bir sosyalist profili çizmektedir. Ve hatta bu özellikleriyle sosyalist olmaktan başka bir çaresi yoktur. Abartılarıyla komik bir tablo çizen Pançuni’nin henüz ölmediği ve çocuklarıyla birlikte örgütleme faaliyetlerine devam ettiği bazı biyografi yazarları tarafından iddia edilir.

Yorum yazın