Genel

Bu yeni yıl önceki yeni yıllara hiç benzemeyecek!

Yazan: Mustafa Alp Dağıstanlı

Bu yeni yıl o kadar yeni olacak ki, daha önceki binlerce yeni yıldan daha yeni olacak.

HaberVsYayın Yönetmeni Mustafa Alp Dağıstanlı’nın, geçtiğimiz yıl bugün kaleme aldığı yazı, öyle sanıyoruz ki önümüzdeki birçok “yeni yıl” için geçerliliğini koruyor…

Yeni yıla giriyoruz! Boşuna değil, bunca heyecanla, coşkuyla, telaşla karşılamamız yeni yıl 2009’u. Bu yeni yıl o kadar yeni olacak ki, daha önceki binlerce yeni yıldan daha yeni olacak. O yeni yılların hiçbiri yeni olmamıştı, 2009 öyle yeni olacak ki, önceki yeni yıllara hiç mi hiç benzemeyecek.

Mesela Obama, artık Bush’tan sonra gerçekten gerçek bir tanrının yolunda bir inzan gibi hareket edecek, Hz. İsa’nın sureti gibi dolaşıp davranacak. Batı ülkelerinin liderleri de onun havarileri gibi olacak. Bu yeni dünya, Hz. İsa’nın mucizelerini bile kıskandıracak. Yeni yılda İsa’nın hain havarisi Yuhanna’ya bile yer olmayacak. Sevgili Hz. İsa dünyaya dönme gereği bile duymayacak. Yukarıdan şöyle bir bakıp “Baba, kutsa onları, onlar ne yaptıklarını biliyorlar!” deyip göklerdeki yerine çekilecek.

Eh, Obama doğru yolda gideceğine göre, Irak’taki savaş da, bakın görün, yarın bitecek. Hem sadece Irak’taki savaş mı, bütün savaşlar bitecek. Ne Afganistan’daki kalacak, ne Afrikada’kiler. Afrika’da açlık da kalmayacak, AIDS de. Kemikleri sayılabilir olmayacak çocukları da Afrika’nın.

İşkence bitecek. Hafızalarımızdan silinecek. İnsan insana nasıl zulmeder, onu bile unutacağız. Deprem ve tayfun felaketleri var ya, yüzbinlerce kişiyi öldüren, onlar da silinecek zihnimizden. Yan yana yatırdığı ölü çocuklarını sarılıp okşayarak ağlayan babaların, denizdeki kocalarını, yataktaki bebelerini dalga alıp ölü balıkların koynuna koyduğu için feryat eden annelerin acıları da… Artık acılara son! Deprem, tsunami, kasırga olsa bile hemen insanlar uyarılacak, çünkü her yere ölçüm aletleri konmuş olacak. Hem, hükümetler de insanların mutluluğu için didinecek artık.
İslam alemi ve Müslümanlar da Asr-ı Saadet özleminden sıyrılacak; Hz. Muhammed, arşın 9. katında nurlu bir müjde gibi görünecek ve Burak’ın sırtında uçarak, gıptayla seyredecek manzarayı.

Herkes birer Konfüçyüs, herkes birer Buda kesilecek. Taocu sevişme sanatının ve Kamasutra’nın üstadı olacağız; evet, hepimiz. Hazdan delireceğiz.

İsrail de artık dünkü gibi olmayacak; Uri Avnery başbakan, Mordehay Vanunu savunma bakanı olacak. Filistin devleti de kurulacak. İsraillilerle Filistinliler gerçek birer amca çocuğu gibi birarada barış içinde yaşayacak.
Bütün ülkeler nükleer silahlarını imha edecek, hiçbir silah artık üretilmeyecek, su tabancası dışında hiçbir silah satılmayacak. Başta Amerikan askerleri olmak üzere bütün dünyanın askerleri sanki cennetin bekçileri kesilecek ve öyle davranacak.

Cennet deyince aklıma geldi, Şeytan cennete tükürmüştü, artık dünyada kimse yerlere de tükürmeyecek. Milyonlarca bitki ve hayvan türünün soyunu tüketen insan artık bitkilerle, börtü böcekle, yabani ve munis hayvanatla paylaştığı bu dünyayı kirletmeyecek.

Nehirlerden de zehir akmayacak, artık balıklar toplu ölümlere kurban gitmeyecek. O, neden intihar ettiklerini bilmediğimiz tatlı balinalar var ya, onlar da artık kendilerini kıyılara vurup öldürmeyecek.

O Kanadalılar var ya o Kanadalılar, hani dünyanın en mütekamil insanları, işte onlar da 15 günlük, bir aylık bebek fokları başlarına vura vura öldürmeyi bırakacak artık.

Zaten kutuplar da erimekten vazgeçecek. Küresel ısınma bitecek.

Dünya, Yaradılış’ın tazeliğini kuşanacak tekrar.

Haa, siz Usame bin Ladin’i, El Kaide’yi merak ediyorsunuz. Yok, o da uslanacak. Hoş gerek kalmayacak ama, her ihtimale karşı Hz. Ali’nin kılıcını kuşanacak, Hz. Ömer’in adaletini uygulayacak. Bunlar sizi korkutmasın; vaktini Yunus Emre gibi tekkeye odun taşımakla, en düzgün değneği aramakla geçirecek. Terör falan kalmayacak.

Çeçenler de insanlık tarihinin en munis tabiatlı insanları olacak.

Hem zaten korku olmayacak artık. Kimse kimseden korkmayacağı gibi, vahşi hayvanlardan da korkmayacak.
İşte bunu tahmin edemezdiniz; artık rüyalardan da kalktı korku. Kabus görmeyecek kimse.

Ama üzgünüm, bu yeni yılda ve yeni dünyada, Biri Bizi Gözetliyor türü televizyon programları da olmayacak. Bu zevklerinizden mahrum kalacaksınız. Çünkü gerçek hayatta da kimse kimseyi gözetlemeyecek. İstihbarat servisleri bile işlevsiz kalacak. “Semranım” mı ne diyorsunuz, onun gibi TV kahramanları da olamayacak maalesef. Zaten televizyonlar da aptal kutusu olmaktan, televizyonda çalışanlar da giderek aptallaşmaktan kurtulacak. Her saniyesi insanı zenginleştiren, bunun için yarışan kanallar yayında olacak. Öbürlerine hiç talep olmayacak. Bir kötü haberim daha var size: reklamlar da olmayacak artık; her tür yalan kalkacak ya…

Hem zaten insanlarda öyle bir eleştirel akıl gelişecek ki, Dağlarca ölmüştü ya hani eski yılda, en az onun kadar filozof olacak herkes. Kimse kimseye kül yutturamayacak.

Gazeteler var ya gazeteler, özellikle Türk gazeteleri, harbi gazetecilik yapacak. Eline su dökemeyecek Anglo-Saksonlar bile. Fikir kırıntısı taşımayan, ucuzun ucuzu yazılar yazan köşe yazarlarından da, işadamı mı gazeteci mi belli olmayan editörlerden de kurtulacağız. Gazeteciler, haberciler bir ilkeli olacaklar ki… Gazetelerde ve televizyonlarda çalışan hiçkimse borsada oynamayacak mesela. Borsa olacak tabii, olmazsa sadece yeni yıla değil, cennete girerdik, di mi? Cennete girmiyoruz şimdilik, o da bir dahaki yeni yıla; onun için borsa olacak, şimdilik.

Gazeteciler ve tabii televizyoncularla ilgili bir yenilik daha: Buralarda çalışan herkes, gayet iyi Türkçe bilecek, kurdukları cümleler o biçim oturaklı, sağlam olacak. Seyirci de en küçük Türkçe hatasını hemen farkedip yayıncıya haddini bildirecek.

Bu kadar önemli konunun arasında lafı olmaz, ama benim için çok önemli olduğundan yazayım: Tayyip’in konuşma tarzı tamamen değişecek; artık bağıra çağıra ve o tuhaf, sevimsiz tonlamayla konuşmayacak. Ve tabii zırt pırt her vesileyle de konuşmayacak. Yürüyüşü aynı kalsa da olur. Kendi bileceği şey.

Geliyoruz en önemli konuya: kadın-erkek meselesi. Bir kere şunu söyleyeyim; her erkek karısına, ve her kadın kocasına deli gibi aşık olacak ve bu aşk sittin (60 demektir –zaten herkes bunu da bilecek, boşuna açıkladım) sene sonra bile aynı tazeliğini koruyacak. Hiçbir kadın kocasını, hiçbir adam karısını hiçbir şekilde cendereye sokmayacak.
Bir müjde daha: Gönlünüzden hangi erkekle ve/ya hangi kadınla ne yapmak geçerse can-ı gönülden yapacak ve —işte işin püf noktası burada— hiçbir ağırlık hissetmeyecek, ki yarın da başka biriyle başka bir şey yapmak isterse yine can-ı gönülden yapabilin. İyi mi! (Şu kadın mavzuundan, itiraf edeyim ki, pek emin değilim doğrusu. Belki de birkaç yıl sonraki yeni yılda olacaktır bu dediklerim. Söylediklerim içinde en zoru bu, biliyorsunuz.)

Tabii, herşey yeni olacak, herşey… hepsini burada sayamam, gerek de yok. Hem hepsini söylersem heyecanı kalmaz. Siz de hayal gücünüzü geliştirin biraz –haa, bakın hepimizin hayal gücü de o biçim olacak. Yaşayarak göreceğiz zaten bütün yenilikleri. Yenilikleri takip etmekten yorgun düşeceğiz. Kendimiz de sürekli yenilik üreteceğiz, bir kere kendimizi yenileyeceğiz durmadan.

Ama son bir şey söyleyeyim: Evrende başka hayatlar da var, evet başka canlılar var. Merak etmeyin bizden güzel değiller. En güzel biziz, hep biz olacağız. Ama onlar da değişik. Ve yeni tabii. Çok cazip gelecekler bize, çook! Hani uzaya gönderilen Hubble Teleskopu var ya, o yakaladı görüntülerini ve gönderdi bile dünyaya. Ama görüntülerin buraya ulaşması biraz vakit alacak. Eeee, ehm, 2 Şubat’ta elimizde olacak görüntüler.

İşte böyle… Geçmişi unutun, önünüzde yepyeni bir yıl, yepyeni hayatlar var. Sıkıntılar, sorunlar arkada kaldı. Yeni yıla girdik ya, herşeye sıfırdan başlayacağız. Bu yıl gerçekten yeni olacak, hem de çoook yeni!

Yorum yazın