Genel

Hayatımız dijitalleşti

Yazan: Berk Doğan

2000’lerin ilk on yılı dijital teknolojilerin tavan yaptığıı bir dönem olarak tarihe geçecek demek herhalde yanlış olmaz. Dijital müzik ve dijital görüntünün hayatımıza girdiği bu yıllarda ayrı ayrı amaçlara yönelik bir takım araçların bir araya getirilme tutkusu da çılgınlık boyutlarına vardı. Sonunda, o ona eklendi, bu bununla birleştirildi, hem müzik dinlenebilen, hem fotoğraf çekilebilen, hem […]

2000’lerin ilk on yılı dijital teknolojilerin tavan yaptığıı bir dönem olarak tarihe geçecek demek herhalde yanlış olmaz. Dijital müzik ve dijital görüntünün hayatımıza girdiği bu yıllarda ayrı ayrı amaçlara yönelik bir takım araçların bir araya getirilme tutkusu da çılgınlık boyutlarına vardı. Sonunda, o ona eklendi, bu bununla birleştirildi, hem müzik dinlenebilen, hem fotoğraf çekilebilen, hem mesajlaşılan, hem, internete erişilen, hem radyo dinlenen, saati gösteren, kronometre olarak kullanılabilen, sabah uyanmak için çalar saat görevi gören, randevularımızı ve önemli günleri kaydeden, ajanda olarak kullanabileceğimiz, ses kaydı yapılan, hesap makinesi olarak kullanılabilen, oyun oynanabilen, bütün bu özelliklerinin yanında istersek da telefon görüşmesi de yapabileceğimiz bir alet hayatımızın tam ortasına yerleşiverdi. İşte 2000’lerde hayatımızı değiştiren teknolojiler…

Dijital kameralı cep telefonları

İlk cep telefonu 1973 yılında Martin Cooper tarafından icat edildi ve sadece 2000 adet üretildi. 90’lı yılların sonunda yaygınlaşan cep telefonları, çıktığı yıllarda araba takozlarını anımsatırdı. 2002 yılında Nokia firmasının piyasaya sürdüğü 7650 modeli ilk dijital kameralı cep telefonu olarak tarihe geçti. İlk dönemlerde dijital fotoğraf makinelerinin pahalılığı ve görüntülerin kalitesizliği nedeniyle analog kameralar kullanılmaya devam edildi.Bu geçiş dönemi de telefon firmalarının yüksek çözünürlükte kameraları cep telefonlarına koymalarıyla son buldu. Artık yaşlısı genci kameralı cep telefonlarından edindi ve bütün fotoğraflarını bilgisayara aktarır oldu. Böylece baskı, film gibi masraflar ortadan kalktı. Bu teknoloji sayesinde herkes amatör fotoğrafçı ve gazeteci haline geldi. Aslında bir cep telefonu üreticisi olan Nokia’yı dünyanın en fazla fotoğraf makinesi üreten firması haline getiren bu gelişmeyle birlikte, nternette fotoğraf, film ve yazı paylaşımını sağlayan en önemli adımlardan biri de atılmış oldu.

Mp3 çalar, Ipod

Napster adlı şirketin internet üzerinden ücretsiz şarkı indirilmesine olanak veren yazılımı kullanıma açmasıyla halen en yaygın dijital müzik farmatı olan mp3’e olan ilgi, müzik sektörünü alt üst edecek şekilde arttı. Bu gelişmeyle birlikte 2000’lerin en yenilikçi firmaları arasında sayılan Apple, 2001 yılında ilk İpod’u piyasaya sundu. İlk taşınabilir dijital müzik çalar olmamasına ve daha sonra ortaya çıkan benzerlerine göre halen daha pahalı olmasına rağmen İpod’lar gerek tasarımları, gerekse kullanım kolaylıkları nedeniyle çılgınca satıldı. Discman ve Walkman gibi bir zamanların vazgeçilmezi olan ürünler, LCD ekranlı, daha ufak boyutlara sahip Ipod’lar karşısında dayanamadı ve tarihin tozlu raflarına kaldırıldı. İpod’lar için özel kılıflar, hoparlörler, hatta aracınızı satın alırken İpod bağlantısı seçeneğine kadar hayatımızın her yerine girdi. Mp3 çalar olarak adlandırılan ürünler şimdilerde hem müzik çalar, hem seyyar hafıza, hem fotoğraf albümü, hem de video oynatıcı olarak kullanılabiliyor. Ayrıca mp3 ve mp4 formatlarında müzik çalma özelliği cep telefonlarında da yaygın olarak kullanılıyor.

Dijital yayın, Digiturk

90’lar şifreli yayınların, Cine5’in gözde olduğu yıllardı. Cine5, şifreli tek kanal olarak gündüzleri film ve maç gösterir, gece de ekstra ücret öderseniz erotik kanal olarak hizmet verirdi. 2000’lerde ise djital televizyon yayını hayatımıza girdiDigiturk 1999 yılında kuruldu ve 2000 yılında uydu üzerinden dijital platform işletmeciliğine başladı. 90’ların Kablolu Tv’si ve Cine5’i için böylece göre sayım başlamış oldu. Bu yeni platformda 170’in üzerinde televizyon kanalı bulunuyor, istendiğinde film satın alabilme seçeneği sunuluyor. Süper Lig’in yayın haklarını satın almasıyla birlikte çok kısa süre çok büyük kullanıcı kitlelerine ulaşan Digiturk, sıka sürede hayatın bir parçası haline geldi. Digiturk firması DigiturkPlus adı altında sattıkları decoderlerle izleyicilere bir programı izlerken bir hatta iki farklı kanaldaki programı kaydetme olanağı sunuyor. Yayın akarken kayıt yapmadan durdurabilme özelliği ise en çok yemek pişirirken televizyon başında yemeğin altını kapatmak için reklam olmasını bekleyen ev hanımlarını sevindiriyor. Bugünlerde duyurulan DVDigi adlı uygulama da DVD dükkanlarına gitmeye üşenenlerin derdine çare olmaya hazırlanıyor. Film dizi, belgesel ve her türlü programı altyapısına kaydeden DVDigi izleyiciye istediğini istediği zaman izleyebilme olanağını da sunacak.

Plazma, LCD, LED TV

Milenyum teknolojilerinin hayatımızı değiştiren bir diğer meyvesi Plazma TV’ler oldu. İncelen kasaları ve dijital yayınlara uyumlu teknolojileriyle plazma televizyonları LCD TV’ler ve LED TV’ler izledi. Bu arada klasik televizyonların 4/3 olan görüntü oranının yerini bu yeni teknolojiyle birlikte 16/9 oranı almaya başladı. 1990’ların başından itibaren konuşmaya başladığımlız HDTV (Yüksek Tanımlı TV) teknolojisi ise hayatımıza tam olarak hakim olmamakla birlikte yavaş yavaş evlerimize girmeye başladı.

Önceleri maliyeti çok yüksek olan Plazma televizyonların kullanımının yaygınlaşmasıyla fiyatları bir miktar düştü. Ancak bu konudaki asıl atılım LCD teknolojisinin gelişmesiyle yaşandı. Önce notebook’lar ve bilgisayar ekranları için kullanılan LCD teknolojisi zamanla daha büyük ölçekli ekranlarda da kullanılmaya başlandı. Ekranlar büyüdükçe harekete cevap verme hızında bazı sorunlar yaşansa da LCD televizyonlar bugün elektronik eşya mağazalarının hakimi durumunda. LED teknolojisinin gelişmesi ise hem yüksek görüntü kalitesi, hem de enerji tasarrufu nedeniyle önümüzdeki günlerde hayatımıza daha çok girecek gibi görünüyor.

CD, DVD, DVx derken hoşgeldin Blu-ray

Dijital çağ öncesi dönemin en önemli eğlence kaynağı olan VHS formatının sayısal ortama aktarılmasıyla ortaya çıkan VCD filmler de bir dönemin en büyük ev eğlencesi haline geldi. Çift diskten oluşan VCD’ler filmin en heyecanlı noktasında aniden kesilir ve ikinci CD’yi takmanız gerekirdi. Neyse ki daha yüksek depolama olanağı veren DVD’ler çıktı da bu dert ortadan kalktı. Günümüzde DVD filmlere olan talep çok yüksek ve bu nedenle daha ileri teknolojiler üzerinde çalışılıyor. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ortaya çıkan HD-DVD ile Blu-ray formatları şu anda teknolojinin elverdiği en kaliteli ses ve görüntüyü sunuyor. Bu teknolojik savaşı kazanan şimdilik Blu-ray gibi görünüyor. VCD’nin tarih olması gibi önümüzdeki on yılda da DVD’ler tarih olacak gibi görünüyor.

Playstation ve Wii

Sony’nin 1995’te ilk Playstation’ı satışa çıkarmasından sonra oyun alemi adeta ikiye bölündü PC oyunları ve konsol oyunları. 2000 yılında Sony Playstation-2’yi piyasaya çıkardı ve aşırı derecede popüler oldu. Özellikle futbol oyunlarına olan rağbet şaşırılacak derecedeydi. Pro Evolution Soccer ve Winnig Eleven çocuk, büyük, dünyanın en iyi futbolcularının bile eğlence kaynağı oldu. 2005 yılında 100 milyon kullanıcıya sahip olan konsolun 2006 yılında bir üst versiyonu Blu-ray destekli, Hard-disk’li ve internet bağlantılı Playstation-3 konsolu piyasaya sürüldü. Konsolun Call of Duty:Modern Warfare gibi oyunları Hollywood filmlerinin gişe hasılatından daha fazla ciro yaparak milenyum çağının bir başka vazgeçilmezi olmayı başardı. Konsol dünyasına büyüyen ilgiye bir bir başka cevap Nintendo’dan geldi 2006 yılında piyasaya sürdükleri konsolda Playstation-3 kadar grafik kalitesine ulaşamasalar da harekete duyarlı kumandasıyla Wii, konsolseverlere farklı bir deneyim yaşattı. İlk hareket sensörlü oyunlar, dünya çapında büyük ilgi gördü ve Playstation-3’ün rakibi olmak yerine farklı bir kategori yarattı. Oyunseverlerin en büyük derdi saatlerce hareketsiz oturup kilo almak olduğundan bu konsol insanların oyun oynarken yaşlı, genç, çocuk birlikte fiziksel aktivite yapabilmelerine olanak sağlayarak ilke imza attı.

Wi-Fi; namı-ı diğer kablosuz internet

Kablosuz internet 2002 yılında hayatımıza girdi ve hayatımızı önemli ölçüde değiştirdi. Başlarda sadece restoranlarda havaalanlarında kullanılan bu teknoloji, kablosuz modem teknolojisinin gelişmesi ve fiyatlarının ucuzlamasıyla birlikte günümüzde her yere girdi. Artık her an her yerde Wi-Fi teknolojisiyle internet yayan bir nokta bulup online oksijenimizi alabiliyoruz.

Bu teknolojinin bir adım ilerisinde ise WiMax bulunuyor. Bu teknoloji interneti yaklaşık 50 km’lik bir alana yayıyor. Yani artık her evde bir modem olmayacak onun yerine her semtte bir direk olacak ve bütün internet bağlantısı oradan sağlanacak. İntel firmasının da içinde bulunduğu birçok firma bu teknolojiyi destekliyor ve ileride bu özellik tüm internet kartlarında uygulanacak.

Yorum yazın