Gündem

‘İmam’ın Ordusu’ internette yok!

Yazan: HaberVs

Çeşitli internet sitelerinde ve paylaşım ortamlarında bulunduğu veya bulunacağı söylenen İmam’ın Ordusu adlı kitabın Ahmet Şık tarafından kaleme alınan orijinal versiyonu hiç bir internet sitesinde mevcut değil.

HaberVs editörü Ahmet Şık‘ın geçtiğimiz perşembe günü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ve Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz tarafından sansürlenen kitabı “İmam’ın Ordusu” hakkında spekülasyonlar devam ederken Şık’ın ailesi ve avukatlarıçeşitli sitelerde ve paylaşım ortamlarında Ahmet Şık’ın kitabının dağıtımının sözkonusu olmadığını, Ahmet Şık’ın kitabının ancak Ahmet Şık tarafından yayımlanabileceğini, bu nedenle yanıltıcı sitelere ve linklere itibar edilmemesi gerektiğini açıkladılar.
Ahmet Şık’ın gazeteci ve öğretim üyesi arkadaşları, alan adı ve sunucu hizmeti ABD Arizona‘dan alınan ve kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan www.imaminordusu.com internet sitesinin ve buna bağlı Facebook, Twitter hesaplarının da benzeri siteler gibi yanıltıcı bilgi yaymak için kurulduğu görüşünde. Ahmet Şık’ı Ergenekon davası kapsamında tutuklanmaya götüren dezenformasyon ve karalama kampanyasısürecinin şimdi de kitap için tekrarlandığını belirten arkadaşları kitabın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ve kitabın özgün haliyle ilgisi olmayan, tahrif edilmiş bir takım metinlerin yayılmaya çalışıldığını belirtiyor.

Ahmet’e mektup

Diğer yandan Ahmet’in dostları, çalışma arkadaşları ve meslektaşları bugün Ahmet’e toplu olarak mektup gönderdi. Saat 12:00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanan grup, kısa bir basın açıklaması yaptıktan sonra mektuplarını Galatasaray Postanesi’nden Ahmet Şık’ın kaldığı Silivri Cezaevi’ne gönderdi.

Ahmet Şık’ın arkadaşlarından Derya Divrikli Gül tarafından yapılan basın açıklamasında “Susurluk içinde birçok faaliyetin Başbakanlık örtülü ödeneğinden finanse edildiğini bilen bizler, Ahmet Şık için gazetecilik faaliyeti yüzünden tutuklanmamıştır diyen Başbakan’ı, geçmiş dönem Başbakanlık örtülü ödenek harcamalarını açıklamaya davet ediyoruz.” denilerek arkadaşlarının Ahmet Şık serbest bırakılana kadar onun arkasında olacağı vurgulandı:

“Bizler, Ahmet Şık’ın istediği gibi, Ergenekon’un, yani polisiyle, siyasetçisiyle, kontrgerillasıyla, askeriyle tüm açıklığıyla ortaya çıkartılmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz. Bizler kaleme karşı yapılan saldırılara, kalemimizi kalkan edip, ‘Biz sana güveniyoruz Ahmet’ demek için buradayız mektuplarımızla. Arkadaşımızı alana dek burada olmaya devam edeceğiz. Ahmet biz, biz Ahmet oldukça, onu dört duvar arasına koyabilirler ama fikirlerini kısıtlayamayacaklar; onu itibarsızlaştıramayacaklar, yalnızlaştıramayacaklar.”

“Ahmet Şık’ın kitabı bende de var”

Ahmet Şık’ın basılmamış kitabını toplatılmasına tepki olarak başlatılan “Ahmet Şık’ın kitabı bende de var” etkinliği daha fazla sayıda kişinin katılımıyla devam ediyor. 26 Mart akşamı itibariyle 45 bin kişiye yaklaşan katılımcıların ortak çağrı metni şöyle:
“Yayınlanmamış bir kitabın yayınlanmasının hiçbir nedenle engellenemeyeceğine inandığım için, Ahmet Şık’ın kitabı bende de var”

Ahmet Şık’ın kitabının sansürlenmesi kararına karşı Avukat Fikret İlkiz25 Mart Cuma günü mahkemeye itiraz dilekçesi vermişti. Aynı gün Ahmet Şık, Nedim Şenerve Doğan Yurdakul‘un birlikte kaldıkları koğuşta kitabın nüshaları aranmıştı. Her üç gazetecinin hücrelerinde ve ortak alanda gerçekleştirilen aramada hiç bir nühhaya ulaşılamadığı belirtiliyor. Yapılan aramaya tepki gösteren gazeteciler ve avukatları yapılan uygulamanın savunma hakkının gaspedilmesi olduğunu vurguluyorlar.

“Kitabımı Emre Uslu’dan da istediniz mi?”

Ahmet Şık, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, kitabının kopyalarını toplayan savcılığın, günlerdir hakkında dezenformasyon yaymaya çalışan Tarafgazetesi yazarı Emre Uslu ve benzeri kişilerden de kitabının taslağını isteyip istemediğini sordu.

Tutuklandığında taslak halinde bıraktığı kitabının ilk bölümünün “Kimdir bu Gülen ve Cemaati?” olacağını söyleyen Şık kitabın diğer bölümleri hakkında şu bilgileri verdi:

“İlk bölümde çıkan haberler üzerinden genel değerlendirmeler var. Finansal ve medya gücü vb inceleniyor. Bu ilk bölümde, Gülen’i bu hale Ordu’nun kendisinin getirdiği, Gülen’in hiçbir zaman ordu karşıtı olmadığı, örneğin 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat’ı alkışladığı işleniyor.

“İkinci bölümde, bu cemaatin TSK içinde istedikleri gibi örgütlenemeyince Emniyete yöneldiklerianlatılıyor; cemaatin emniyetteki yatay ve dikey örgütlenmesi anlatılıyor.

“Üçüncü bölümün başlığı ‘Dokunan Yanar’. Kendilerine kadro açmak için cemaat komploları ile görevlerinden olduklarını iddia eden savcı ve emniyet mensuplarının hikayeleri yer alıacaktı.

“Son bölümde ‘Devrimci Karargah’ve Hanefi Avcı. Böyle bir örgütün bulunduğu ancak Ergenekon güdümünde olduğuna inanmamız istenen ancak devlet güdümündeki bir örgüt olduğu aktarılacaktı.”

Şık, bu bilgileri verirken Devrimci Karargah örgütü davasından yargılanan ve hiçbir şekilde örgüt üyesi olmadıklarına inandığı insanlar bulunduğunu kaydetti, “onları” ve “bu örgütün devletle kurduğu ilişkiyi bilmeden bu yapının içinde olanları” da tenzih ettiğini açıkladı.

Yorum yazın