“Her şey 1 lira”cı dükkânlara rastlamak sürpriz değil. Ama söz konusu “her şey” yemek olunca inandırıcı gelmiyor, ilk bakışta. Merak ettik, denedik ve beğendik.
İstanbul Maltepe’nin en işlek mekânı Bağdat Caddesi’nde bir kafenin vitrinine gerili branda: “Ne yersen 1 TL” yazıyor büyük harflerle.
1 TL’ye ne yenebilir ki? Branda, kafeye yaklaştıkça bu sorunun cevabını da veriyor: Köfte ekmek, kuru fasulye, tepsi böreği, nugget, hamburger,… Özetle 1 TL’ye alınması mümkün görünmeyen pek çok yiyecek.
1 TL, hatta daha da ucuza yemek satan büfelerin varlığı bir sürpriz değil. Ancak bu dükkânların mönüsü, Maltepe’de karşılaştığım örnekten çok daha mütevazıydı. Merakı gidermenin tek yolu içeriye girip denemek. Bir masaya oturup siparişimi veriyorum: Hamburger, yaprak dolma ve kola. Garsonların güler yüzlülüğüne rağmen tedirginliğim tümüyle geçmiş değil. “Kişneyen” bir hamburgerle mi karşılaşacağım acaba? Hamburgerin eti ince haliyle, ama turşudan domatesten kaçılmamış. Lezzeti beklentimin çok üzerinde. Bir porsiyonda beş dolma var; sıkı sarılmış, tadı tuzu yerinde. Afiyetle yiyorum.
Yediklerimde hiçbir sorun yok. Ancak fiyat hâlâ sorunlu! Nasıl olup da bu fiyata bu hizmeti sunuyor? “Sürümden kazanıyoruz” diye cevaplıyor kafenin sahibi Eda Kızılırmak. Ve “1 TL”nin öyküsünü anlatmaya başlıyor: “Daha önce köfte çeşitlerine ağırlık veren bir işletmeydik. Bir porsiyonu 9 TL’den veriyorduk. Ancak kriz sonrasında işlerimiz iyi gitmiyordu. ‘1 TL’ önerisi benden geldi. Ortağım buna itiraz etti ve ayrıldık.”
“9 liranın bana veremediğini 1 lira verdi” diye devam ediyor Kızılırmak. “İlk ay zarar ettik gerçekten ancak ikinci ay 26 bin ürün satarak bunu telafi ettik. Benim amacım bir kişiden dokuz lira almak değil, dokuz kişiden birer lira almak”. Dokuz kişiyle uğraşmanın daha zor olup olmadığı sorusunu ise “herkesin cebinde 9 lira yok ama 1 lira var” diye cevaplıyor. Bir liraya ürün satabilmenin zor olmadığını anlatırken artan satış nedeniyle tedarikçilerden yüzde 60’a varan indirimler aldığına dikkat çekiyor.
Mevsimine göre, ıspanaktan karnabahara 1 liraya ne satılabilirse satıyorlar. Düne kadar taze sıkılmış portakal suyu da varmış mönülerinde. Mevsiminin sona ermesi ve fiyatının yükselmesi nedeniyle satmıyorlar artık. 4 bin 500 TL kira gideri dahil aylık 12 bin lira masrafın olduğunu söyleyen Kızılırmak, satışlardan ve gelirinden memnun.
Peki aynı taktikle satış yapan diğer işletmeler Maltepe’deki bu kafe kadar başarılı mı?
Akla ilk gelen örnek Şişli’deki “99 Kuruş” büfesi. İşletmenin sahibi İsmail Ahmet Öğrenç, mali müşavirlik yaparken, üç yıl önce ABD’de gördüğü “Only 99 Cent” adlı market zincirinden esinlenerek bu işe girdiğini söylüyor. Büfe açmakla kalmayıp “99 Kuruş” ismini tescil ettiren Öğrenç, her şeyin yolunda olduğunu söylerken diğer şubelerimi açmak için sabırsızlandığını söylüyor.
İnternette yaptığım kısa bir araştırmada Muğla’nın Marmaris ilçesinde “1 TL”ye satış yapan bir başka lokantanın varlığını öğreniyorum. İşletmenin sahibi Kerim Akıncı’ya ulaşmam kolay olmuyor. Ulaştığımda ise “Yürütemedik, kapattık” diyor Akıncı. “Şişli’deki 99 Kuruş isimli mağazaya tesadüfen girip bir şeyler yedim. Ardından memleketim Marmaris’te de aynı şeyi denedim.” İlk yılda çok da iyi müşteri yakaladığını söyleyen Akıncı, “Mayonezin bile hesabını iyi yapmak lazım. Ben ürüne mayonez sıkmıyordum, müşteriye sıktırıyordum. Çünkü mayonezi ben koyarsam sonra müşteri bir de kendisi koyuyor” diyor. Akıncı işi yürütememesinin nedenini ise ilgisizliğine bağlıyor.
1 TL’ye yemek yiyenlerin ve satanların memnuniyeti aklıma, Bilgi Üniversitesi’nden hocam Aslı Tunç’un birkaç gün önce attığı “tweet”i getiriyor: “Santral Tamirhane’de dünyanın en kötü servisine hazır olun, geç gelen, unutulan yemekler, size arkasını dönerek duran garsonlar!”
Yaz geliyor, mönünün “ilk 11’inde” meşhur sinema salonlarında 5 liradan satılan meyveli içecek “Buzlaş” ve yazın vazgeçilmezi dondurma var, 1’er liraya.