Medya

Paspaslı eğitim ve 'temiz' habercilik

Yazan: Cansu Topsakal
www.hakimiyetgazetesi.com

Geçen haftalarda Gaziantep’ten, eğitim sisteminin bilindik sorunlarına işaret eden iki haber medyada yer aldı, unutuldu gitti. Peki gerçek neydi?

Eğitim sisteminin bilinen sorunlarına işaret eden iki ayrı haber yer aldı gazetelerde. 30 Eylül ve 3 Ekim tarihlerinde yayınlanan bu haberlerin ikisi de Gaziantep’tendi.

İlk haberde Gaziantep Nilgün-İsmet Akınalan İlköğretim Okulu'nda öğrenim gören kapıcı çocukların tümünün bir sınıfta toplandığı iddiası dile getiriliyordu. Eğitimdeki ayrımcılığın tipik örneklerinden biri olan bu haber kimi gazetelerde ve televizyon kanallarında yer aldı. Ardından çıkan ve yine Gaziantep’te Ömer Asım Aksoy İlköğretim Okulu'nu konu edinen ikinci haberde ise bu kez de öğrencilere okulun tuvalet ve koridorlarının temizletildiği anlatılıyordu.

Haber ellerinde paspas ve kovalar bulunan iki öğrencinin fotoğraflarıyla da “süslenmişti”. Türkiye’deki eğitim sisteminin  yoksunluğunu, yaşanılan kimi ayrımcılık örneklerini bilenler için çok da “ilginç” haberler değildi. Bu yüzden olsa gerek “daha önemli” günlük haberlerin arasında unutulup gitti.

Esas soruşturulacak olan

Peki iddialar doğru muydu? Doğruysa ne yapılmıştı? Sorumlular hakkında ne tür işlemler başlatılmıştı? Bunun gibi bir dizi soruyu da beraberinde getiren bu unutkanlığın peşine düştük. Önceliğimiz olayın üstünün örtülmemesi, bir daha tekrarınını yaşanmamasıydı elbette. Ama karşımıza çıkan gerçek bizi bambaşka bir yere götürdü.

İddia o ki, ikisi de aynı kaynak tarafından haberleştirilen olaylar gerçek değildi. Suçlanan okulların yetkililerinin, kişisel hesaplarını gidermeye çalıştığını iddia ettiği gazeteci Bülent Öner suçlamaları reddetse de, bu itirazı haberine görsel malzeme yaptığı çocukların ailelerinin kendisinden şikayetçi olmalarını engelleyemedi.

Ulusal yayın yapan yazılı ve görsel medya organlarında yer alan bu iki haberin kaynağı da Gaziantep’te yayın yapan yerel Hakimiyet gazetesiydi. Bir yerel gazeteden çıkıp ulusal basının gündemine de giren bu olay günlük haberlerin telaşesi arasında “büyük medya” unutuldu gitti. Aynı şey Gaziantep için geçerli değildi. Kentin mülki erkanını hayli meşgul eden bu haberlerin ardından Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iddialarla ilgili inceleme yapmak üzere müfettişlerini görevlendirdi. İnceleme sonucunda çıkacak rapora göre soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek. Ancak ortaya çıkan bilgiler gösteriyor ki bu iddialar çerçevesinde ortada soruşturulacak bir konu da yok. Ya da soruşturulacak olan gazetecilik etiğininin kendisi.

Üst üste iki haber

30 Eylül tarihli ilk haberde Nilgün-İsmet Akınalan İlköğretim Okulunda kapıcı çocuklarının bir tek sınıfta toplandığı iddiası yer alıyordu. Okula bağış yapan varlıklı ailelerin ve öğretmenlerin çocuklarının belirli sınıflarda toplandığı, okulun iyi öğretmenlerinin de bu sınıflarda görevlendirildiği de haberde yer alan iddialar arasındaydı. Hatta haberde isimlerini vermeyen veliler de konuşmuş hem uygulamayla ilgili tepkilerini dile getirmişler hem de kendilerinden “projeksiyon makinesi alınacak” gerekçesiyle para talep edildiğini de söylemişlerdi.

Haberin yayımlanmasının ardından Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı. İl Milli Eğitim Müdür Vekili Ekrem Serin imzasıyla yapılan açıklamada iddiaların araştırıldığı dile getirilerek, yaptırılan inceleme sonucunda kayıt döneminde bağış alınmadığı gibi zaten her sınıfta projeksiyon makinesinin bulunduğu, öğrencilerin ve öğretmenlerin kurayla sınıflara dağıtıldığı belirtiliyordu. Her sınıfta velisi kapıcılık yapan sadece bir öğrencinin olduğu tespit edildiği de vurgulanan açıklamada, habere konu edinilen 1/E sınıfında ise sadece iki öğrencinin velisinin kapıcılık yaptığınin ortaya çıktığı belirtiliyordu.

Bu haberden bir kaç gün sonra 3 Ekim’de ise bu kez de Gaziantep’teki Ömer Asım Aksoy İlköğretim Okulu'nda, bina ve tuvalet temizliğinin öğrencilere yaptırıldığı iddiasını konu edinen bir başka haber yer aldı gazetelerde. “Paspaslı eğitim” başlıklı haber, ellerinde paspas ve kova bulunan iki öğrencinin fotoğrafıyla da okuyucunun kafasında şüpheye yer bırakmayacak biçimde “doğrulanıyordu”.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gecikmeden yapılan açıklamada bu haber de yalanlanıyordu. Okulda birisi olay günü ilaveten görevlendirilmiş 4 hizmetlinin çalıştığı belirtilen açıklamada haberde fotoğraflarına yer verilen öğrencilerin velileri ve rehber öğretmenleri refaketinde ifadelerinin alındığı belirtilerek, “Öğrenciler olay günü tuvalete gittiklerinde, bir kişinin ellerine paspas ve kova vererek hatıra fotoğrafı çekeceğini söylediği ve bu şekilde resimlerinin çekildiğini söylemişlerdir” deniliyordu. Açıklamada, yalan olduğu savunulan haberde fotoğrafları yayımlanan öğrencilerin velilerinin olayla ilgili şikayetçi oldukları da anlatılıyordu.

Okul yöneticileri ise her iki haberde de imzası bulunan Hakimiyet gazetesi muhabiri Bülent Öner’in, İl Milli Eğitim Müdürü ile kişisel sorunları olduğunu öne sürdü.

“Hatam tek poz çekmem, keşke 3-4 poz çekseydim”

Haberi yapan Bülent Öner ise yeklilerin savunmalarını yalanladı.

İlk haberinden sonra soruşturma başlatılması üzerine, okul müdürünün bir öğretmeni tehdit ettiğini savunan Öner, “Öğretmen beni arayıp ağladı. ‘Tehdit ediyorlar baskı yapıyorlar, ifademde yalan söyleyeyim diye ama ben her şeyi doğru anlattım’ dedi. Öteki haberimini de yalan olduğunu söylüyorlar. Ama zaten benim mizansen haber yapma gibi bir şansım zaten yok. Hem ben okuldaki paspasın kovanın yerini nereden bileyim. Kurgu haber yapma gibi bir niyetim olsa kendi çocuklarımı kullanarak böyle bir haber yapardım. Benim tek hatam tek poz çekmek. Keşke bu olayı fotoğraflarken 3-4 poz daha çekseydim” dedi.

Yorum yazın