Yaşam

Soldan sağa 7 harf: Bulmaca

Yazan: Burcu Soydan

Kimi için tutku, kimi için boş vakit eğlencesi. Rakamlısı, çengellisi, kare karalamacasıyla bulmaca herkesin eğlencesi.

Pazar sabahları hangimiz elimize aldığımız gazeteyi okuduktan sonra bulmacasına bir göz atmıyoruz ki? Kendi kendimize çözebildiğimizde hafif bir gurur duyuyoruz, etrafımızdakilere danıştığımızda kollektif bir eğlence ortamı oluşturuyoruz. Özellikle internet yaygınlaşmadan önce en büyük vakit geçirme araçlarından biri olan bulmaca, yazılı basının gelişmesiyle neredeyse bir sektör haline geldi. Eskiden gazetenin herhangi bir sayfasında küçücük bir köşe kaplayan bulmaca şimdi dört sayfalık ekler halinde karşımızda. Niceliğinin yanında nitelik olarak da değişim gösteren bulmacaların artık onlarca farklı çeşidi var. En yeni örnekleri ise Japonya’dan bir kaç yıl önce Türkiye’ye transfer edilen ve yeni bulmaca bağımlıları yaratan Sudoku ve Kakuro.

Peki bulmaca denen harf oyunu ne zaman ve nasıl girdi hayatımıza? Bulunan ilk bulmaca türü olan kare bulmaca, 18. yüzyıl’da İngiltere’de özellikle çocuklar için zeka geliştirme amacıyla hazırlandı. Yayınlanan ilk bulmaca ise 1913 yılında Amerikan The Sun gazetesinde yer aldı. Gösterilen ilginin ardından bulmaca diğer gazetelerin sayfalarında da yer edindi. Hızlı bir şekilde popülerleşen bulmaca, günümüzde basın dünyasında başlı başına bir sektör halini aldı.

New York’da bulmacasızlık krizi

Bulmaca, bir zaman sonra öyle bir hal aldı ki, çözenleri tarafından eksikliği hissedilmeye başlandı. 1945 yılında New York’da sekiz gazetenin, dağıtım elemanlarının grev yapması nedeniyle 17 gün boyunca dağıtılamamasının okuyucu üzerinde yarattığı etkiyi Haluk Şahin 01 Ocak 2003 tarihli Radikal gazetesinde “Niçin bulmaca çözüyoruz?” başlıklı yazısında şöyle anlatıyor: “Gazete tiryakisi olan New York’lular grev nedeniyle tam 17 gün süreyle gazetesiz kalıyorlar. Bunun üzerine toplumbilimci, Bernard Berelson, bu fırsattan yararlanarak gazetenin insanların hayatındaki yerini belirlemek amacıyla bir araştırma düzenliyor. Günlerdir gazetesiz olan New York’lulara gelmeyen gazetede en çok neyi özlediklerini, neyin eksikliğini hissettiklerini soruyor. Büyük bir çoğunluğun ‘Olup bitenleri izleyemiyoruz, habersiz kaldık!’ türünden yanıtlar verdiğini düşündünüz değil mi? Yanıldınız! Gazete okurları daha çok ‘Kendimi çok yalnız hissettim, sanki bir arkadaşımı kaybettim, vaktimi nasıl geçireceğimi bilemedim, sudan çıkmış balığa döndüm!’ türünden yanıtlar vermişler.”

Bulmacalara saklanmış kod adları

Bulmaca geniş kitlelere hitap etmeye başlayınca eğlence aracı olmaktan da çıktı. Siyasi mesajlar, savaşlarda kullanılan kod adları gibi bulmacalardan ummadığınız kelimeler boş kareleri doldurdu. Dünya’da bu konuyla ilgili yaşanmış iki büyük olay var: İkinci Dünya Savaşı sırasında The Daily Telegraph gazetesinde çıkan bir kare bulmaca ortalığı oldukça karıştırdı. Amerika’nın başlattığı Normandiya Çıkarması sırasında kullanılan kod adlardan bazıları bulmacalarda aranan kelime olarak yer aldı. Çıkarma sahalarının adları olan “Utah” ve “Omaha” ile Amerikalıların inşa ettiği gizli limanlardan birinin adı olan “Mulberry”nin bulmacalara kadar yayılması güvenlik birimlerini oldukça rahatsız etti. Yine aynı tarihlerde yayınlanan bir bulmacada, Normandiya Çıkarması sırasında yapılacak deniz harekatı planının kod adı olan “Neptune” kelimesi yer aldı. Bunun üzerine bulmacayı hazırlayan ilkokul öğretmeni Leonard Dawe gözaltına alındı. Soruşturmanın sonunda kelimenin bulmacada tesadüf eseri çıktığı anlaşıldı.

Bulmaca şifrelerinde siyasi mesajlar

Türkiye’de ise son dönemlerde Vakit gazetesinin yayınladığı bulmacalar olay yarattı. İlki 25 Kasım 2007’de yayınlanan çengel bulmacada Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ ve Osman Pamukoğlu’nun fotoğrafları yer aldı. Bulmaca çözüldüğünde ortaya çıkan şifrede ise “Siz kral değilsiniz” cümlesi çıktı. Ardından 20 Aralık 2007 tarihli Vakit gazetesinin bulmaca sayfasında resimdeki sanatçı olarak Fazıl Say’ı gördük. Hatırlayacağınız gibi Fazıl Say o günlerde yurtdışında yaptığı bir konuşma sırasında “Türban yaygınlaşırsa Türkiye’yi terk ederim” açıklamasında bulunmuştu. Vakit gazetesi Fazıl Say cevabının sorusunu “Başörtüsü düşmanı müzisyen kimdir?” diye sordu, alttaki şifrede ise okurlarına “Fazıl Saygısız” kelimelerini buldurdu. Vakit gazetesi son olarak da 19 Temmuz 2008 tarihinde, ABD Başkonsolosluğu önünde ölen 3 polisin resmini bulmacaya koyarak yine ilginç bir şifreyle çıktı karşımıza: “Gavurlar için değer miydi?”

“Canlı sözlükler” anlatıyor
Celal Kodamanoğlu(Akşam gazetesi bulmaca editörü )

Bulmaca hazırlamada herşeye tersten başlanır. Yani siz soruları okuyup cevapları verirken, biz önce cevabını hazırlar, sonradan o cevabın sorusunu sorarız. Adeta canlı sözlük haline geliriz. Bulmaca gazetelerin tirajında büyük önem taşır. Saatlerce emek verdiğiniz bir bulmaca 10-15 dakikada çözülüp atılsa da insanlar bazen gazeteyi sadece bulmacası için bile satın alabiliyor. Örneğin, çalıştığım bir gazette ekonomik kriz yüzünden bulmaca sayfalarını dörtten ikiye indirmişti, bir çok telefon geldi ve gazetenin santrali kilitlendi. Tirajlar düşmeye başladı. Bir hafta sonra tekrar eskisi gibi dört sayfa bulmaca verilmeye başlandı. Bu işi yaparken en çok başımızı ağrıtan sorun basım hatalarıdır. Kimi okur kibarca eleştirirken, kimisi küfürlü ve tehditvari tavırla eleştirir. Okur velinimetimizdir diyerek, sineye çekiyoruz. Gazetede bazen arkadaşlarla şakalaşırız. Bana, “Herkes para verip bulmaca çözer, sen para alıp bulmaca çözüyorsun” derler. Ama samimiyetle söylüyorum bulmaca çözmekten nefret ederim.

Radikal gazetesi bulmaca editörü Nedret Erdoğdu:

Ben öğrenme aşaması dediğim ilk dönemlerde çok bulmaca çözdüm. Son yıllarda hemen hiç çözmüyorum çünkü işimi yaparken etkilenmek istemiyorum. Avrupa ülkelerinde bulmacaya belli bir ilginin olduğunu, bunu kültürel bazda ele aldıklarını az çok biliyorum. Klasik bulmacanın beşiği ABD’de de aşağı yukarı böyle bir ilgi var. Bizim de bulmaca seven bir millet olduğunu söyleyebilirim. Ama, bulmaca sayfaları hazırlayan birçok kişi olmasına rağmen bu iş bir sektör oluşturabiliyor mu, emin değilim. Bu camiada eleman yetiştirme sıkıntısı büyük. Bunun nedeni de bu işte çalışacak kişilerin genel olarak bulmaca dediğimiz işin özelliklerini tam olarak anlaşılmamış olması. Bulmacanın gazete satışında büyük etkisi olduğu doğrudur ama bu doğru bir etki değil.. Gazete satışlarını uzun dönemler içinde inceleyip bununla ilgili sonuçlar çıkarılabilir. Bir de her gün bulmaca eki veren bir gazetenin satışının neyle kıyaslanacağını düşünmek gerekir.

1 Yorum

Yorum yazın