Yorum Analiz Görüş

Bombaya dayanıklı naylon çöp kutusu

Yazan: Barış Uygur

Sokaklarında çöp tenekesi bulunmayan bir şehrin sokaklarının temiz kalması pek mümkün olmuyormuş. Bu gerçeği çöp tenekesiz olarak geride bıraktığımız yaklaşık on beş yılda bir hayli net bir şekilde öğrendik. Sevgili belediye yetkililerimiz, terör gerekçesiyle, ola ki teröristler bomba koyar diye şehrimizdeki çöp tenekelerini kaldırdıklarında aklımıza takılmıştı: Bu teröristlerin koydukları bombalar Looney Toones çizgi filmlerindeki gibi […]

Sokaklarında çöp tenekesi bulunmayan bir şehrin sokaklarının temiz kalması pek mümkün olmuyormuş. Bu gerçeği çöp tenekesiz olarak geride bıraktığımız yaklaşık on beş yılda bir hayli net bir şekilde öğrendik. Sevgili belediye yetkililerimiz, terör gerekçesiyle, ola ki teröristler bomba koyar diye şehrimizdeki çöp tenekelerini kaldırdıklarında aklımıza takılmıştı: Bu teröristlerin koydukları bombalar Looney Toones çizgi filmlerindeki gibi şöyle siyah yuvarlak, ucundaki fitil yanan (ve genellikle bahtsız kedi Sylvester’ın ya da Coyote arkadaşımızın elinde patlayan) bombalardan mıydı da çöp tenekeleri kaldırılmıştı? Çünkü her ne kadar asker doğsak da görünce tanıyabilecek bir durumda değildik ve dolayısıyla çöp tenekesine bomba yerleştiren biri bunu pekâlâ bir naylon çöp torbası içinde kaldırımın kenarına da bırakabilirdi. Tıpkı çöp tenekesiz geçen uzun yıllarda her gün İstiklal Caddesi’nin orta yerinde biriken çöpler gibi.

Şehirde yaşayanların yaşam kalitesini hatırı sayılır ölçüde düşüren bu uygulama değerli belediye yetkililerimizin dâhiyane çözümüyle nihayet sona erdi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bize layık gördüğü yeni çöp tenekeleri, estetik birer mucize olarak İstiklal Caddesi’ni süslemeye başladı. Gün bayram günüdür, gün şenlik günüdür.

Yalnız bu çöp tenekeleri, bizim bildiğimiz çöp tenekelerine pek benzemiyor. Bir endüstriyel tasarım dehasının ürünü olarak, açıkta duran naylon çöp torbaları ve bu torbaları tutan eşsiz güzellikteki gövdeden ibaretler. Bildiğiniz gibi her Türk’ün asker doğması tam olarak yeterli bulunmadığından olacak her Türk erkeğinin gidip bir de bir ara asker olması gerekiyor. Ben de doğuştan gelen bu yeteneklerimi bir de sahada etüt ettiğimden biliyorum ki patlayıcı denen şey, patladığı takdirde bir naylon torbanın içinde olmasının etkisini azaltan bir durumu yok. Ama bunu bilmek için askere gitmiş olmanın gerektiği de söylenemez.

Terör riski, denizden bile bombaların çıktığı ülkemizde, herhalde tamamen sona ermediğine göre bu torbalar balistik naylondan üretiliyor olmalı. Öyle ya, yıllarca terör riski var diye doğru dürüst çöp tenekesi koymak yerine insanın yaşam kalitesini ansızın sıfır ila on arasındaki bir ölçekte bir ve sıfırın arasına düşüren gürültülü sokak temizleme canavarları aramızda dolaştı, muhabbetimize limon sıktı, yere atılan çöpler yüzünden kendimizi Halkalı Çöplüğü’nde hissettiğimiz anlar oldu. Bu çilelerden kurtulmak için herhalde bombadan etkilenmeyen balistik naylonun icadını beklemek gerekiyordu diye düşünmemek elde değil doğrusu.

Şaka bir yana, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin estetik tercihleri bir hayli tartışma konusu oldu şimdiye kadar. Örneğin 2006 Mayıs ayında, Büyükşehir Belediyesi’nin Bakırköy Özgürlük Meydanı’na zorla yaptığı havuz o denli çirkin ve pespayeydi ki, gelen şikâyetlerden bunalan Bakırköy Belediyesi “Bu çalışmalar İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır” şeklinde suçun kendisinde olmadığını beyan eden bir bez afiş asma gereği duymuştu. Yine aynı şekilde İstiklal Caddesi’nin zemininin üçüncü sınıf bir alışveriş merkezine çevrilmesi, Cemil İpekçi işbirliğiyle şehrin simitçilerinin dünyanın en saçma kıyafetini giymeye zorlanması ve park ve bahçe düzenlemesinin sadece “ver laleyi, ver laleyi” şeklinde algılanması Büyükşehir Belediyesi’nin işlediği diğer estetik cinayetler. Bütün bunların ardından, dünyanın en çirkin çöp tenekelerini getirip şehrin orta yerine koymak pek de beklenmedik bir gelişme değil. Kadir Topbaş’ın nevi şahsına münhasır estetik anlayışının Saray muhallebicileriyle sınırlı kalmasını talep etmek herhalde bu şehirde yaşayan herkesin hakkıdır.

Biz kendisiyle ayrı yaşarken çöp kutularında enteresan gelişme de olmuş elbette. Bunların kanımca en ilginci, güneş enerjisiyle çalışan ve içine atılan çöpleri sürekli olarak sıkıştırmak suretiyle hacminin beş katına kadar çöpü muhafaza edebilen ve bu sayede çöp toplama sıklığını azaltarak benzinden, trafikten ve de kirlikten tasarruf etmenizi sağlayan Big Belly Solar ürünleri. Başlangıç maliyeti ne olursa olsun, işletme maliyetini beşte bire indireceğinden ve ayrıca hayli derli toplu bir görüntüye sahip olduğundan pek de mantıksız bir seçim gibi gelmiyor. Diğer yandan bu ürünlerin hayvan dostu olmaları, asla koku yapmamaları gibi özelliklerini de eklemek gerek.

Bir kıyaslayın bakalım; hangisini görmeyi tercih ederdiniz?

Yorum yazın