Yorum Analiz Görüş

Gazetecilerin eyleminin düşündürdüğü

Yazan: Volkan Ağır

Bir gazeteci adayı olarak geleceğim açısından iyi olanı öğrencisi olduğum Ahmet Hocam mı, yoksa onu içeri alanlar mı biliyor? Ergenekon terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle çoğunluğunu gazetecilerin oluşturduğu 11 kişinin dün sabah gözaltına alınmasının ardından medya mensupları Taksim İstiklal Caddesi’nde az önce sona eren bir eylem gerçekleştirdi. 1 Mart’ta yayın hayatına başlayan Aydınlık Gazetesi hazırlık […]

Bir gazeteci adayı olarak geleceğim açısından iyi olanı öğrencisi olduğum Ahmet Hocam mı, yoksa onu içeri alanlar mı biliyor?

Ergenekon terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle çoğunluğunu gazetecilerin oluşturduğu 11 kişinin dün sabah gözaltına alınmasının ardından medya mensupları Taksim İstiklal Caddesi’nde az önce sona eren bir eylem gerçekleştirdi.

1 Mart’ta yayın hayatına başlayan Aydınlık Gazetesi hazırlık gelmişti. Üzerinde Mevlana’nın “Diken içindeler ama gül gibiler. Hapisteler ama şarap gibiler. Balçık içindeler, ama gönül gibiler. Gece içindeler ama sabah gibiler” dizeleriyle birlikte parmaklıklar ardında yer alan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın fotoğrafları basılmış el ilanları dağıttılar. Bu gazetenin okurları, ellerinde hem Türk bayrakları hem de üzerlerinde Atatürk resimleri bulunan bayraklarla, “Faşizm’e karşı omuz omuza” “Yurtsever basın susturulamaz” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarını attılar. Aydnlık gazetesi ve okurları “ulusalcı” olarak anılır çoğu insan tarafından. Ardından da Ergenekon davası sürecinde içeri alınan Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Musatfa Balbay gibi isimler bağırılarak yoklama yapıldı. Ancak bu isimler arasında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın olmaması dikkat çekiciydi.

Bu sefer hem eylemci hem de eylemin haberini yapmak üzere bir araya gelen gazeteciler eylem öncesi son hazırlıklarını yapmaya başladı. Yürüyüşe başlamadan önce İngilizce ve Türkçe hazırlanan “Gazetecilere Özgürlük. Hemen Şimdi Adalet” yazılı pankartların kullanılması dikkat çekiciydi. Kalabalığın en önünde yer alan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Cumhuriyet Gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya, Ali Sirmen, Hürriyet Gazetesi Yazarları Oktay Ekşi, Zeynep Göğüş, Ferai Tınç, Tufan Türenç yürüyüşe kol kola başladı. Bu sırada görüntü almak isteyen foto muhabirleri ve kameramanlar arasında yaşanan yer kapma çalışmaları eylemin kısa süreli gecikmesine neden oldu.
Galatasaray Meydanı’nda sonlanacak yürüyüşün hemen başında Fransız Konsolosluğu’nun yanında yer alan CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı’nın penceresinden aşağı çiçekler atıldı. Bu hareket eyleme renk kattı ve alkış aldı. Ellerinde Radikal, BirGün, Posta gazeteleriyle birlikte üzerinde “Gazetecilere Özgürlük”, “Türkiye Basın Özgürlüğü’nde 138.”, “Bugün Ahmet, Nedim yarın kim?”, “AKP elini medyadan çek” yazan dövizler taşıyarak Galatasaray Meydanı’na dek yürüyüşe başladı. Bu esnada “Nedim, Ahmet onurumuzdur” , “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” , “Özgür basın Susturulamaz”, “Özgür basın herkese lazım” sloganları atan gazeteciler arasında Halkın Kurtuluş Partisi bayrağı taşıyan kişiler de göründü.

Galatasaray Meydanı’na varıldığında Galatasaray Lisesi önünde kurulan sahne bir an eylemin bitişinin sinyalini veren basın açıklamasının nerede yapılacağı şaşkınlığını yaratsa da kalabalık biraz aşağıda bulunan Yapı Kredi Yayınları’nın hemen yanındaki 50. yıl anıtına yöneldi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, bir kopyasının dağıtıldığı basın açıklamasını okumadan önce “Takrir-i Sükun günlerinde bile karşılaşmadığımız baskılarla karşı karşıyayız” diyerek yaşananların ve bunu yaşatanların çok geride kalmış bir düşüncenin eseri oluşuna vurgu yaptı.
Eylem sırasında gözüme çarpan tek sanatçı Bulutsuzluk Özlemi’nden Nejat Yavaşoğulları oldu. Yaşananları göz önüne getirdiğimde bu grubun kulağımdan düşmeyen muhalif şarkılarından “Bilirdiniz” adlı eser geliyor aklıma. İktidar sahiplerini hedef alan o ironik şarkının sözleri şöyle son buluyor:

“Bizim için iyi olanı siz bilirdiniz”

Bir gazeteci adayı olarak geleceğim açısından iyi olanı öğrencisi olduğum Ahmet Hocam mı, yoksa onu içeri alanlar mı biliyor sorusu ileri demokrasinin hüküm sürdüğü ülkemde kafamı kurcalayan en mühim soru bu aralar.

Bilirdiniz

Yüzük, rozet, altın diş
Ve bond çanta
Çoğunuz bıyıklıydınız
Biriniz hepinize
Hepiniz birinize
Benzerdiniz

Seçilmek için
Para harcar
Hizmet aşkıyla yanardınız
-Meli, -malı
-Ceksin, -caksın
Cart curt, zart zurt
Atardınız

Düşünmeyi hiç sevmezdiniz
Maalesef
Değişip gelişeni göremezdiniz
Fakat
Bizim için iyi olanını
Siz bilirdiniz

Yorum yazın