Sanat

Grammy Ödüllü Concha Buika İstanbul’da

Yazan: Elif Nebipaşagil

Afrika köklerinin verdiği şarkı söyleme yeteneğiyle herkesi büyüleyen, ünü İspanya’dan dünyaya sıçrayan Buika, 17 Ocak’ta ilk kez Türkiye’de İş Sanat’ta sahneye çıkacak. 1972 doğumlu Concha Buika, Mayarko adasında, Ekvator Ginesi’nden politik nedenlerle sürgün edilen bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Küçük yaştayken babasının terk ettiği Buika, 5 kardeşiyle birlikte müzikle iç içe bir evde büyüdü. […]

Afrika köklerinin verdiği şarkı söyleme yeteneğiyle herkesi büyüleyen, ünü İspanya’dan dünyaya sıçrayan Buika, 17 Ocak’ta ilk kez Türkiye’de İş Sanat’ta sahneye çıkacak.

1972 doğumlu Concha Buika, Mayarko adasında, Ekvator Ginesi’nden politik nedenlerle sürgün edilen bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Küçük yaştayken babasının terk ettiği Buika, 5 kardeşiyle birlikte müzikle iç içe bir evde büyüdü. Mallorca’da yaşayan Çingenelerle haşır neşir olan sanatçı, onlardan flamenko ezgilerini ve stillerini öğrendi. Daha sonra Madrid’e yerleşmesiyle Buika, burada birçok yerel grup ile çalışma imkânı yakaladı, Londra’da drama okurken Pat Metheny tarafından bir konserine davet edilmesi ile hayatı değişti. Burada Kübalı Bebo Valdes’in albümlerinden tanıdığımız yapımcı, besteci ve müzisyen Javier Lemon ile tanışan Buika, böylece profesyonel müzik kariyerine adım attı.

Concha Buika İspanya’nın son zamanlarda gördüğü en üretken ve beğenilen sanatçısı olarak biliniyor. İspanya’nın Grammy’si olan Premio de la Música ödülü sahibi olan Buika, İspanyol kültürünün de etksiyle şarkılarında funk, flamenko, gypsy rumba, caz, Afro-Küba ritimleri, copla ve soul’u bir araya getiriyor. Yetenekli sanatçı gitar, piyano, bas ve çello gibi birçok enstrümanı da çalabiliyor.

Tüm dünyada beğeniyle dinlenen Buika, eleştirmenler tarafından da beğenilen bir sanatçı oldu. Grammy ödüllü sanatçı yaptığı müziği; “Farklılıklar insanları zenginleştiriyor, bulunduğum ortamın farklı kültürleri müziğime de yansıdı ve bu beni mutlu ediyor. Müziğim, aslında hepimizin müziği. Hepimiz insanız ve acılarımızı, aşklarımızı şarkılar anlatıyor ancak.” şeklinde tanımlıyor. “Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitim almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini söylüyor. Müziğin ticari yanından çok performansıyla ilgilendiğini, sahnenin ise kendisi için çok büyük önemi olduğunu söyleyen Buika, sahnede izleyicisiyle derin bir bağ kurabildiğini ifade ediyor.

Buika (2005), Mi Niña Lola (2006) ve Niña de Fuego (2008) çıkardığı albümler arasında yer alıyor. Son albümü Niña de Fuego (Ateşin Kızı) ile dinleyicilerine sesinin güzelliği dışında, iyi bir şarkı yazarı olduğunu da kanıtladı. Müziği, hüzünleri azaltmanın, acıları paylaşmanın ve hayatta dimdik durabilmenin bir yolu olarak görüyor. Buika, dinledikçe kulağa daha da güzel gelen ve insanın ruhunu dinlendiren son albümüyle, ününe ün katacak gibi görünüyor.

Yorum yazın