Sanat

Hollywood’un çeşitlilik çabası inandırıcı mı?

Yazan: Kaan Deniz Türen
95. Akademi Ödülleri'nde (Oskar) En İyi Film Ödülü'nü kazanan Her Şey Her Yerde Aynı Anda filminin En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü alan başrol oyuncusu Ke Huy Quan (ortada) Toy Kotsur (solda) ve Ariana DeBose ile birlikte (DepoPhotos).

Oscar Ödülleri’ni veren Akademi ve Hollywood, dünyanın erkeklerden ve beyazlardan ibaret olmadığını yavaş yavaş idrak ediyor. Bu değişim gerçekten eşitlikçi bir tavır mı, yoksa ticarî bir taktik mi?

Sinema sektöründe belirleyici etkiye sahip olan ancak kurulduğu günden beyaz muhafazakârların kontrolünde olmasıyla eleştirilen Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi‘nin tutucu yapısını değiştirmeye başladığı tartışması, 13 Mart’ta açıklanan 95. Oskar Ödülleri‘yle bir kez daha gündeme geldi.

Akademi’nin, Oscar ödüllerini neden daha çok beyazlara verdiği ve farklı etnik kültür ve kimlikleri görmemezlikten geldiği uzun yıllar boyunca sorgulanan bir konuydu. 2023’te en iyi film ve en iyi yönetmen de dahil olmak üzere toplam yedi ödüle layık görülen Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once ) filmindeki başrolüyle en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Michelle Yeoh, bu kategoride ödül alan Asyalı ilk oyuncu oldu.

Aynı filmdeki rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar’ına ise Vietnam asıllı ABD’li oyuncu Ke Huy Quan layık görüldü.

Asya kökenli Wang ve Quan’a “aynı anda” Oscar verebilen bakış açısının gelişmesinde Akademi’ye son yıllarda yöneltilen eleştiriler etkili.

Daha iki yıl önce Scarlett Johansson başta olmak üzere pek çok Hollywood yıldızı, Altın Küre ödüllerini dağıtan Hollywood Yabancı Basın Birliği’ne (HFPA), 87 üyesinden hiçbiri siyah olmadığı ve birlik içinde “çeşitlilik eksikliği” olduğu gerekçesiyle tepki göstermişti. Hatta ABD’li televizyon kanalı NBC, HFPA’ya yönelik ırkçılık ve cinsiyetçilik eleştirileri üzerine 2022 Altın Küre Ödül törenini yayınlamayacağını açıklamıştı.

Tutucu yapısı nedeniyle çok eleştirilen Akademi, üye yapısında yavaş yavaş değişikliğe gitmiş ve farklı etnik kökenlerden ve daha fazla sayıda kadın üye almaya başlamıştı. Örneğin 2020’de üyelik daveti gönderilen 819 yeni ismin yüzde 45’i kadın ve yüzde 36’sı da farklı renk ve kökene sahipti. Bu yeni listede Türkiye’den Nuri Bilge Ceylan, Deniz Gamze Ergüven, Gökhan Tiryaki ve Harika Uygur da bulunuyor.

Özellikle son iki yılda Oscar’a aday gösterilen ve kazanan isimlerde de değişim gözlenmeye başlandı. Böylelikle beyaz ırkın ve özellikle de erkeklerin baskın olduğu Oscar Ödülleri’nde farklı ırkların ve kadınların görünürlüğü arttı.

Gelgelelim bu değişim başka bir tartışmaya neden oldu:

Oscar Ödülleri ve Hollywood sinemasının farklı etnik kimlikleri de “kucaklamaya” başlaması, eşitlikçi bir yaklaşım mı yoksa ticarî bir taktik mi?

Peki Amerikan sinemasının beyaz olmayan ırklara uygulamaya başladığı bu “pozitif ayrımcılık” hak edenin ödüllendirilmesini sağlıyor mu?

Politik bir tercih mi, yoksa ticarî mi?

Filmlerin senaryo ve hikâyeden çok, ırksal çeşitliliğe ve kadınlara önem vermesi ve Akademinin hak edenden çok, siyasi bir ajanda üzerinden pozitif ayrımcılık yaptığı yönünde tartışmalar başladı. Örneğin sektörün en büyük yapım şirketlerinden Disney bu konuda en çok eleştiri alan yapım şirketlerinden. Şirketin Little Mermaid serisinin başrolündeki deniz kızını siyahi bir kadının canlandıracağı 2022’de belli olunca, filmin fragmanı pek çok negatif yorum almıştı. Disney çareyi, YouTube’da izleyicilerin yorum yazma şansını devre dışı bırakmakta buldu.

Son günelerde benzer bir başka tartışma da Netflix’ in yapımına başladığını duyurduğu Cleopatra dizisinde yaşanıyor. Makedon asıllı Cleopatra karakterini siyahi oyuncu Jada Pinkett Smith’in canlandıracak olması da muhafazakâr izleyiciyi kızdırmış görünüyor.

Uğur Vardan: “Hak etmeyen fimler de ödül alsa bu pozitif ayrımcılık”

Sinema yazarı Uğur Vardan, Hollywood’da bir pozitif ayrımcılık rüzgârı estiğini doğruluyor ve bu durumu da “olması gereken, doğal bir durum” olarak değerlendiriyor:

Sinema Yazarı, Gazeteci Uğur Vardan (Fotoğraf: twitter.com/LezzzetAbi)

“Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi zaten tarihi boyunca iyi filmlerden çok, kendince öne çıkan filmlere önem vermiştir. Şimdi pozitif ayrımcılık mı yapıyor? Evet! Ödüller hak etmeyen filmlere mi gidiyor? Evet. Ama hayatta buna benzer bin tane seçim var. Bu yıl en iyi film ödülünü Her Şey Her Yerde Aynı Anda hak etmiyordu ama Akademi’nin yaptığı ilk yanlış seçim bu değil ki! Artık sadece siyahlar ve Asyalılar değil kadınların, LGBT+ bireylerin, çocukların ve ezilmişlerin kısacası herkesin öyküsü sinemaya dahil olmuş oluyor. Bence iyi bir şey bu.  Seçimler zamanla yerine oturur. Eski eril dilin değişmesi gerekiyordu. Sonuçta ne Amerika eski Amerika, ne de dünya eski dünya, bütün bu olanlar hayattaki değişimin bir yansıması.”

Dünyanın en zengin film stüdyosu Disney’in yöneticileri geçen yıl halk açık zoom toplantısında, dünya üzerinde kadınlara ve özellikle LGBT+ bireylere yapılan haksızlıklardan hoşnut olmadıklarını ve farkındalık yaratmak için kadınlara ve özellikle LGBT+ bireylere yeni yapımlarda daha fazla yer vereceklerini belirtmişti. Fakat aynı Disney, Çin pazarına girebilmek için filmlerdeki eşcinsel sahneleri kesmekten çekinmedi. Uğur Vardan bunun ahlaki bir tavır olmadığını, önemli olanın para olduğunu, farklı ülkelerin pazar payını kaybetmemek için girdikleri ülkelerin kurallarına uymak zorunda olduğunu söylüyor.

Cumhur Canbazoğlu: “He-Man’i siyah yapmak, yeni kahraman bulmaktan daha kolay”

Gazeteci Yazar Cumhur Canbazoğlu, Hollywood’un ticarî gerekçelerle çeşitliliğe önem vermeye başladığını ve yeni pazarlama yöntemleri denediğini savunuyor.

“Tıkanıklık oluyor bir tane damar buluyorlar ve oradan ilerliyorlar. Mesela eşcinsellik eskiden tabu idi, artık normal bir şekilde izleniyor. Yeni akımlar ilk çıktığında tepki görebilir ama bu durum, izleyiciyi alıştırmayla ilgili. Mesela müzikten örnek vereyim. Bir Japon bir uzmanla görüşmüştüm, yaptığı bir araştırmada en kötü müziği bile 18 defa dinletirseniz bir şekilde kulağınıza yerleşiyor ve sizi çekiyor. O müzikten ne kadar nefret etseniz de bir anda o şarkıyı mırıldanmaya başlıyorsunuz. Bunlar hep pazarlama taktikleri.”

Sinema ve müzik eleştirmeni Cumhur Cambazoğlu (Fotoğraf: vegadergi.com.tr)

Canbazoğlu Hollywood’un (sinemanın), ABD’nin dünyaya ihraç ettiği üçüncü büyük sektörü olduğunu ve bu pazarın bir şekilde devam etmesi gerektiğinin altını çiziyor. Eski yapımların yeni uyarlamalarında yeni bir kurguya gitmek yerine sadece karakterlerin ırk ve cinsiyetinin değiştirililiyor. Peki bu sadece tembellikle açıklanabilir mi?

Canbazoğlu “Tembellik değil hinlik!” diye cevaplıyor:  “Ortada oturmuş ve kazanılmış bir formül var, o formülü nasıl genişletip bir tık daha fazla ekmek yiyebilirim arayışındalar. Sonuçta kimsenin bilmediği bir kahraman mı yaratmak istersiniz, yoksa He-Man’i siyah yapmayı mı tercih edersiniz? İkincisi daha kolay. Beğenilmemesi de normal. Sonuçta elinde para olan beyaz adam neden kendi kahramanlarını siyah görmek istesin ki?”

Mehmet Açar: “Ekonomik bir strateji”

Sinema Yazarı Mehmet Açar, 1960’larda başlayan ırksal eşitlik hareketinden bile etkilenmeyen Hollywood’un uzun yıllar boyunca fazlasıyla erkek, ayrımcı ve beyaz; eşitliğe, LGBT+ ve kadın haklarına duyarsız olduğunu söylüyor. Açar’a göre sinema endüstrisinin bakış açısını değiştirmek için verilen mücadele son yıllarda etkisini göstermeye başladı.

Açar, sinema klasiklerinin tekrar çekilirken başrollerle Asyalı ya da siyah karakterlerin kullanılmasını ise “ekonomik bir strateji” olarak yorumluyor. “Peter Pan gibi eski yapımlar etnik hassasiyetler göz önüne alınmadan tekrar çekilirse, ise o filmi beyazlar dışında kimse izlemeye gitmez, Hollywood önemli bir izleyici kitlesini ellinden kaçırırdı.” Açar buna rağmen beyazların bu tür değişikliklere tepki vermesini de doğal buluyor.

***

Son dört yılın Oscar ödülleri

2023

En İyi Film: Everything Everywhere All At Once

En İyi Erkek Oyuncu: Brendan Fraser

En İyi Kadın Oyuncu: Michelle Yeoh

En İyi Yönetmen: Daniel Kwan

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ke Huy Quan

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jamie Lee Curtis

2022

En İyi Film: CODA

En İyi Erkek Oyuncu: Will Smith

En İyi Kadın Oyuncu: Jessica Chastain

En İyi Yönetmen: Jane Campion

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Troy Kotsur

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Ariana DeBose

2021

En İyi Film: Nomadland

En İyi Erkek Oyuncu: Anthony Hopkins

En İyi Kadın Oyuncu: Frances Mcdormand

En İyi Yönetmen: Chloe ZHao

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Daniel Kaluuya

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Youn Yuh-Jung

2020

En İyi Film: Parasite

En İyi Erkek Oyuncu: Joaquin Phoenix

En İyi Kadın Oyuncu: Renee Zelwegger

En İyi Yönetmen: Bong Joon-Ho

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Brad Pitt

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Laura Dern

Yorum yazın