Doğa

Karadeniz’in isyanı TEMA’ya

Yazan: Okan Özer

Yaşamı yok eden enerji politikalarına karşı yaptıkları eylemlerle adını duyuran Karadeniz İsyandadır Platformu, bugün İstanbul’da yaptığı basın açıklamasında Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı’nı hedef aldı. TEMA’nın Mütevelli Heyeti’nde, Türkiye’nin önemli sanayicilerinin bulunduğunu belirten platform, bu kurumun yaptığı kampanyaların göz boyamaktan ibaret olduğunu ve doğa için mücadele eden gönüllüleri pasifleştirdiğini iddia […]

Yaşamı yok eden enerji politikalarına karşı yaptıkları eylemlerle adını duyuran Karadeniz İsyandadır Platformu, bugün İstanbul’da yaptığı basın açıklamasında Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı’nı hedef aldı. TEMA’nın Mütevelli Heyeti’nde, Türkiye’nin önemli sanayicilerinin bulunduğunu belirten platform, bu kurumun yaptığı kampanyaların göz boyamaktan ibaret olduğunu ve doğa için mücadele eden gönüllüleri pasifleştirdiğini iddia etti.

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapan platformun sözcüsü Aysun Paksoy, 40 kişiden oluşan Mütevelli Heyeti’nin içinde Türkiye’nin önemli sanayicilerinin bulunduğunu ve bu isimlerin TEMA’nın işleyişine yön verdiğini savundu. Paksoy, Cem Boyner, Aydın Doğan, Faruk Eczacıbaşı, Rahmi Koç, Halis Komili, Osman Kavala, Mustafa Balbay, Sabri Ülker, Fikret Evyap, Hüseyin Özdilek, Asım Kocabıyık, Orhan Yavuz ve Nihat Gökyiğit’in heyette yer aldığını söyledi.

“ORYA Enerji, Orhan Yavuz’un firması”

Paksoy, platformun bu iddiasını hidroelektrik santrali (HES) yapılması planlanan Loç Vadisi’ni anlatarak örneklendirdi: “Kastamonu’daki Loç Vadisi’de talanı yapan, ağaçları kesen, dere ve doğaya zarar veren şirketin isminin ORYA Enerji olarak biliniyor. Bu isim, şirket sahibi Orhan Yavuz’un adı ve soyadının ilk hecelerinden oluşuyor. Orhan Yavuz TEMA’da Mütevelli Heyeti’nde yer alıyor. HES’ler suyun ticarileştirilmesini, su havzalarının ve toprakların şirketlere devredilmesini amaçlayan projelerdir. Loç Vadililer ile ORYA arasındaki mücadele sürmekteyken TEMA’nın da HES’ler ve ORYA ile olan ilişkisi ortadayken, TEMA’nın tuttuğu taraf aşikar.”

Loç Vadisi’ndeki köylülerin TEMA’dan yardım istedikleri fakat TEMA’nın köylülere tekrar dönmediğini ifade eden Paksoy, köylülerin Karaköy’de gerçekleştirdikleri oturma eylemine karşı TEMA’nın verdiği tek desteğin, eylemin son günlerinde internet sitelerine ‘Loç Vadisi’ndeki HES katliamına karşıyız’ başlıklı bir açıklama koymak olduğunu söyledi.

Loç Vadisinin yanı sıra Erzurum Aksu vadisine değinen Paksoy “burada yapılmak istenen HES’in ise Asım Kocabıyık’a ait Borusan Holding tarafından yapılacağını, yine Asım Kocabıyık ismininde TEMA mütevelliler heyeti arasında bulunduğunu “ söyledi.

TEMA’nın fidan kampanyalarının müsamere tadında gerçekleştiğini, meyve çekirdeği kampanyaları ile göz boyayıp doğa severlerin duyarlılıklarını suistimal ettiğini belirten Paksoy, bu uygulamaların TEMA’nın kendi gönüllülerini pasifleştirdiğini ve doğayı katledenlere karşı savaşta mücadeleden düşürdüğünü savundu.

Paksoy, platformun iddialarına şöyle devam etti: “TEMA’nın mevcut Yönetim Kurulu, Mütevelli Heyeti’nin taşeronudur. Yönetim Kurulu’nda bulunan bazı isimler, Mütevveli Heyeti’nde bulunan kişilere ait şirketlerde çalışmaktadır. Bu açıklamayı, ‘Mütevelli Heyeti’nin TEMA’da sembolik bir işlevi vardır’ görüşü yüzünden yapmak durumunda kaldık. Oysa bu heyet Yönetim Kurulu’nu yönlendiriyor. Ve Yönetim Kurulu, Vakfın yerel teşkilatı üzerinde belirleyici güce sahip. Bir TEMA gönüllüsü, kendi yaşadığı bölgede herhangi bir doğa katliamı ve kıyımına karşı kamuoyunu bilgilendirme faaliyeti göstermek istediğinde, bunu bölge temsilcilerine bildirmek zorunda. Bölge temsilcisi ise Yönetim Kurulu’ndan onay almak zorunda.”

“24 Ocak’ta yokuz”

Açıklamasının sonunda çağrıcıları arasında TEMA’nın da bulunduğu ve 24 Ocak’ta gerçekleşecek olan “Anadolu’yu vermeyeceğiz “ yürüyüşüne katılmayacaklarını ve destek vermeyeceklerini belirten Paksoy, “Bu yürüyüşe bir çok kuruluşun isminin habersizce yazıldığını ve Dersim Çevre Girişimi’nin adını çağrıcı listesinden sildirdiğini“ belirterek, “TEMA ve patronlar arasındaki bu ilişkinin ardından Dersimlilerin TEMA’yla birlikte yürümesi de zaten düşünülemezdi” dedi.

“Ticari faaliyette bulunan üyeler, vakfın görüşlerini etkilemez ve etkilemesine izin verilmez”

TEMA Vakfı Kurumsal İletişim sorumlusu ve Çevre Politikaları Başkanı Özgül Erdemli Mutlu, platformun iddialarını şöyle cevapladı:

TEMA Vakfı, 18 yıl önce erozyon ve çölleşme ile mücadelenin mümkün olduğunu göstermek ve bunun devlet politikası haline gelmesini sağlamak üzere 30 işadamı tarafından kurulmuş, ülke genelinde 400.000’i aşkın gönüllüsü bulunan bir sivil toplum hareketidir.

18 yılda Mera ve Toprak Yasası’nın çıkarılmasını sağlamıştır, hali hazırda Su Yasası üzerinde çalışmaktadır. Vakıf, doğayı koruma adına açtığı ve müdahil olduğu 66 davayı kazanmış, ülke genelinde 149 örnek nitelikte kırsal kalkınma, biyolojik çeşitliliği koruma ve ağaçlandırma projesi uygulamıştır. Bugüne kadar başta halkımız olmak üzere destekçileri sayesinde 8 milyonu aşkın fidan diken TEMA Vakfı, çevrenin ve doğal varlıkların korunması yönünde bilinç oluşmasına önemli katkı sağlamıştır.

TEMA Vakfı’nın enerji konusundaki görüşleri son derece açık ve nettir, bunu defalarca açıklamıştır. Bir kez daha altını çizmek gerekirse: Ülkemizin ihtiyacı olan enerjinin karşılanması ve bu konuda dışa bağımlılığın azaltılması acil ve çözülmesi gereken bir sorundur. Ancak, doğayı ve bölge insanını gözetmeden sadece en kısa sürede enerji üretmeyi hedefleyen girişimler sorunu çözmeyeceği gibi daha da büyüklerinin peşi sıra gelmesine neden olacaktır. TEMA Vakfı, HES’ler henüz ülke gündemine gelmemişken 1997 yılında Fırtına Vadisi’nde koyduğu tavır ile uzun zamandır bu mücadelenin içindedir.

Tüm canlıların yaşam kaynağı olan suyun sadece enerji kaynağı ve para kazanma aracı olarak görülmesinden büyük rahatsızlık duyan TEMA Vakfı, HES konusunda Bilim Kurulu tarafından hazırlanan raporu, Cumhurbaşkanı, Başbakan, tüm parti başkanları, milletvekilleri ve Çevre ve Orman Bakanlığı yetkililerine göndermiştir. Öncelikle HES projeleriyle ilgili politika ve uygulama esasları belirlenirken projelerden etkilenen halkın ve STK’ların görüşünün alınmamış olması, bugün ülke genelinde yaşanan sorunların temel nedenidir. Projeler hazırlanırken göz ardı edilen diğer bir önemli unsur da yöre halkı ile flora ve faunanın suya olan ihtiyacının doğru değerlendirilmemesidir. HES’lerle ilgili belirsizlikler ve sorunlar çözülmeden bu projelerin yapımına devam edilmesi geri dönülemez felaketlere neden olmaktadır.

TEMA Vakfı strateji ve politikalarını Bilim Kurulu üyelerinin görüşlerini esas alarak ve Gönüllülerinden gelen yönlendirmeler doğrultusunda oluşturmakta ve hareket etmektedir. Her yıl iki TEMA Vakfı İl Temsilcisi, Vakıf Yönetim Kurulu’na seçilir ve gönüllüleri temsil ederek bizzat kararların alınmasına katkı sağlar. Kurucularının, Mütevelli Heyeti’nin veya Yönetim Kurulu üyelerinin bazılarının ticari faaliyetlerinin olması vakfın görüşlerini etkilemez ve etkilemesine izin verilmez. Ayrıca Vakıf birlikte proje uyguladığı kuruluşların sözcüsü veya savunucusu değildir.

Yorum yazın