Gündem

Oo linç, alırım bir dal!

Yazan: Duygu Yazıcıoğlu

Pınar Kür TV'de, “Başını kapatan kadınla Playboy’a soyunan kadın…” deyince sosyal medyadan gelen yanıt sert oldu: “Çıkışa gel, bekliyoruz!”

Geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri kuşkusuz, Pınar Kür’ün başörtülü kadınlarla ilgili sözleriydi. Kür, CNN Türk’te yayınlanan Aykırı Sorular programında, önce 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'ne davet edilenler arasında olmasına rağmen organizasyona katılmadığını beyan etti ve hemen akabinde gerekçesini ekledi: “Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın eşinin kapalı olmalarını, bu kadar geri olmalarını kabul edemedim (…) Başörtülü olmayı gericilik olarak görüyorum.”

Konu cazipti. Anlaşılan o ki Kür’ün laik damarı biraz daha kaşınsa “uff ne biçim açıklamalar yapar, reyting’ler o biçim akar”dı. “Konuşturur bu” gazına geldiği her halinden belli olan Enver Aysever sormaya devam etti (Aysever’i eleştirdiğim gibi bir algı oluşmasını istemem) ve en nihayetinde Kür,  ortalığı karıştıran sözlerini sarf etti: “Başını kapatan kadınla Playboy’a soyunan kadın arasında zihniyet olarak fark görmüyorum. İkisi de kendini nesne olarak sunuyor, özne olarak sunmuyor. Biri diyor ki, ben gencim güzelim, şöyle bacaklarım var, böyle göğüslerim var, göstereceğim. Erkekleri böyle tavlayacağım. Başını örten de adamları azdırmamak için kapatıyor.

Ben kişisel olarak Kür’ün sözlerine tam olarak katılmasam da, söylediklerinin çok önemli bir analiz niteliğinde olduğu ve hem konvansiyonel hem sosyal medyada kendisine yöneltilen “laik teyze” gibi basmakalıp yakıştırmalarla kenara itelenmemesi gerektiği düşüncesindeyim. Pınar Kür tarafından bakıldığında, bu sözlerin başörtüsü takan ya da Playboy’a soyunan kadınları aşağılamak amaçlı söylenmediği, tam tersine kendisinin, kadınların kendilerini nesne olarak görmesinden ve varlıklarını erkek gözüyle tanımlamasından rahatsız olduğu net bir şekilde anlaşılıyor.

İşte bunlar hep nefret

Neyse, bu yazının temel amacı Kür’ün görüşlerini kişisel görüşlerimle harmanlayıp ortaya yeni bir düşünce akımı falan çıkarmak değildi takdir edersiniz. “Peki neydi?” değil mi? Mesleki deformasyon hali n’aparsınız! Gazeteciliği bıraktıktan sonra yaklaşık iki sene sosyal medya analizi işiyle iştigal ettiğim için, ne zaman yapacak bir işim olmasa “gündemdeki konular sosyal medyada kendine ne genişlikte yer bulmuş, kim ne demiş, ne kadar küfür yemiş, Atatürk’e veya Tayyip Erdoğan’a laf eden biri kazara evden çıksa aynı anda yaklaşık kaç kişi tarafından linç edilebilir” gibi deli soruları kafama takıyor ve bu soruların izini sürüyorum.

Pınar Kür’ün sözleri de söz konusu programın ardından, hiç vakit kaybetmeden Twitter’da Trending Topic oldu. Bu araştırma esnasında Twitter’a konu başlığı altına toplam 13 bin 868 tweet atılmıştı, tweet’ler incelendiğinde ortaya çıkan eğilimlerin dağılımı ise şöyleydi:

Pınar Kür’ün sözlerini eleştirenler…….. %51
Kür’e tepki/hakaret…………………………. %32
Kür’ü destekleyenler……………………….. %14
Diğer……………………………………………..  %3

(Veriler 9 Nisan 2014 saat 17:00’a kadar atılan tweet’leri içermekte olup, oranların anlık olarak değişebildiği gözönünde bulundurulmalı.)

Bu eğilimler içinde Kür’ü eleştirenlerin çoğunlukta olması, toplumun din hassasiyeti gözönüne alınınca hiç şaşırtıcı ya da sorunlu görünmüyor. Kür’ü destekleyenlerin, hatırı sayılır bir sayıda olması da gayet normal. Burada anlayamadığım, ısrarla anlaşılamaması gereken, herkesin her seferinde, sanki ilk kez karşılaşıyormuş gibi şaşırıp üzülmesi lazım gelen husus, tweet’lerin yüzde 32’sine tekabül eden “Pınar Kür’e tepki/hakaret” eğilimi. Bu oran senelerdir mustarip olduğumuz, özellikle Gezi eylemlerinden sonra kendini iyiden iyiye belli eden ayrılıkçı, ötekileştirici dilin, sosyal medyaya nasıl sirayet ettiğini ve nasıl normalleştiğini kabak gibi gösteriyor işte! İsimler değişiyor, konular değişiyor, sözler değişiyor ama nihai sonuç olan, kapıda linç asla değişmiyor. Dün bir başkası, bugün Pınar Kür, kimilerine göre yanlış da olsa, demokratik hakkını kullanarak, kişisel düşüncesini ifade ettiği için aleni bir şekilde sözlü şiddet ve linçe maruz bırakılıyor.

Kür’ün sosyal medyada maruz kaldığı hakaretlerden bazılarına bakalım (Twitter ve Facebook’tan alınan yorumlar olduğu gibi aktarıldı, üzerlerinde dilbilgisi düzeltmesi yapılmadı):

-Pınar Kür denen tek hücreli canlının söylediklerine cevap üzgünüm ama insan kelamıyla verilmez.

-Pınar Kür, kullandığı kelimelere bakılırsa cinsellik bunalımı yaşıyor. Hani 'diline vurmuş' derler ya tam o cinsten

-Şeriatı en çok da bu Pınar Kür gibi kokuşmuş laikçiler için istiyorum.

-Seninlede maymun arasında bir fark yok

-bu insanın kapalı bayanlara karsı konusmaları zaten mevcut.türkiyede bu gibi insanlar ölmeden rahat yok.allahın izni ile türkan saylan la beraber soyu tükenmeye basladı

– Yürüyen tabut !! ne söylediğinin farkında bile değil. Cehennem seni çağırıyor hadi git artık..

– Ne playboya soyunanlar kadar güzelsin nede kapananlar kadar inançlı en büyük kıskançlığın bu…

Yine geçen haftanın en önemli gündemlerinden biri Pamir isimli bir çocuğun kaybolması ve sonra yan villanın havuzunda ölü bulunmasıydı, hatırlayacaksınız. Bu küçük çocuk kaybolduktan ve hatta ölüm haberi duyulduktan sonra sosyal medyada dolaşan en yaygın yorum neydi dersiniz: Olayın arkasında Gezi eylemcilerinin olduğu. Midesi sağlam olanlar için buna da birkaç örnek vereyim:

-Gezicilere soruyorum 2 hafta önce müge anlıda gariban bir ailenin çocuğu kayboldu ve tecavüz edilmiş olarak bulundu haberiniz varmı???

– Burnuma kötü kokular geliyor. İnşallah burdan da bir gezi olayı çıkmaz.

– Zatenn bu olay olmamış olsaydida hafta sonu bir fitne çıkaracaklardi artik aksama çıkarlar direnişe

Görüldüğü üzere bizde ölümler, demeçler tükenmez. Dolayısıyla tuhaf gündemlerin de ardı arkası kesilmez. Bu ayrımcılık, tahammülsüzlük, karşı tarafta durana beslenen nefret ne zaman son bulur, asıl soru bu. Bu arada, sosyal medyada bu aralar en çok kullanılan kalıplardan biri “Bi bitmediniz”.
Hakikaten, ne zaman inşallah?

Yorum yazın