Mustafa Aydınol
Ben 12.12.2010 tarihinde ÖSYM tarafından yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimine Giriş Sınavı’na (TUS) giren bir hekimim. Sınavın soruları ile cevap anahtarının resmi olarak açıklandığı 14.12.2010 tarihinde hekim hocalarımız tarafından yapılan değerlendirmelerde her sınavda olabileceği gibi ancak biraz fazla sayıda (tam 9 tane soru) kesin hatalı olarak değerlendirildi. Biz de bu durumda ÖSYM’ye itiraz ederek soruların hatalı olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmasını rica ettik. Ancak ÖSYM 21.12.2010 tarihinde yaptığı açıklamada “Bu sayede adayların, özellikle de başarılı adayların cevap olarak farklı seçenekleri tercih ettiği sorular özel olarak yeniden ele alınmakta” ibaresine yer verilerek hiçbir referans kaynak ve bilimsel gerekçeler belirtilmeden hatalı olan sorulardan 4 tanesinin sınava giren tüm adaylar için doğru kabul edileceği ancak geri kalan 296 soruda hiçbir hata olmadığı belirtildi. Bu açıklamayı takiben 24.12.2010 günü ÖSYM, TUS sonuçlarını açıkladı ve hiçbirimizin beklemediği bir şey oldu: Bazı arkadaşlarımıza beklediklerinden 8 net ile 20 net arasında düşük geldi. Bazı arkadaşlarımıza ile beklediklerinden daha yüksek geldi.
Aynı gün de bir arkadaşımız hukuk yoluna gitmeyi seçerek hakkını aramayı tercih etti. Fakat yürütmeyi durdurma kararı alınamadı. Her ne kadar ilgili mahkeme hassasiyetle davranıp, acele posta yoluyla ÖSYM’den 10 gün içerisinde savunma yapmasını istese de yürütmeyi durdurma kararı alınamadığından süreç işlemeye devam etmekte. Bu nedenle kısa bir süre içinde hekimlerin atamalarının başlayıp, telafisi imkansız zarar ve haksızlıkların ortaya çıkmasından büyük endişe duymaktayız.
Takdir edersiniz ki ÖSYM bu ülkedeki tüm sınavları yapan kuruluş olduğundan ÖSYM’nin bir sınavda azami derecede iki önemli hata yapması diğer sınavlarda olabilecek benzer hatalar açısından bizleri endişelendirmektedir ve aynı korku kamuoyu için de geçerli olacağı kanaatindeyiz. Çünkü herkesin çocuğu, kardeşi, annesi, babası, arkadaşı, dostu, sevgilisi, eşi ve en önemlisi kendisi bu sınavlardan birine gireceğinden “Acaba bu aksilik benim sınavımda da olur mu?” düşüncesi ve şüphesi ile akılları kemirmeye başlamaktadır. Nitekim, bildiğiniz üzere sınavların liyakat ilkeleri doğrultusunda yapılması esastır. Tıpta Uzmanlık Sınavı gibi gerek Tıp Fakültesi Mezunu hekimlerin uzmanlık eğitimi haklarını gerekse de sağlık hizmetlerinin sunulması olarak kamu yararının ilgilendiren bir sınavda, şeffaf olmayan, soru işareti olarak kalan soruların olması şüphesiz tüm aday hekimler ile birlikte kamuoyunu da rahatsız edeceği aşikârdır.
Sizden ricamız arkadaşımızın açtığı hukuksal süreçteki gelişmeleri basında paylaşarak bize destek olmanız ve değerli gazetenizde bize yer ayırmanızdır. Zira ÖSYM bu süreçte gerekli özeni göstermekten kaçabilir. Zira hukuksal süreçten süratli bir şekilde sonuç alamamamız nedeniyle, şaibeli sınav sonuçları ile binlerce hekim uzmanlık alanlarına yerleştirilecek ve pek çok haksız durum ortaya çıkacaktır.
Hak arayışımız, bundan sonra organize edilecek sınavlardan daha sağlıklı sonuçlar alabilme amacımızı da ayakta tutacaktır.
Şimdiden teşekkür ederiz.
Saygılarımla…”
Mustafa Aydınol
Tüm mağdur TUS sınavına giren he kimler adına