Medya

'Tüm Atatürkler'e ödül

Yazan: Ayşegül Aydın-Mehmet Özen

HaberVs muhabirleri Dila Özsoy ve Sinem Yapıcıkardeşler, “Tüm Atatürkler” başlıklı dizi röportajıyla 22. Genç İletişimciler Yarışması’nda ikincilik ödülü aldı.

HaberVs muhabirleri Dila Özsoy ve Sinem Yapıcıkardeşler, “Tüm Atatürkler” başlıklı dizi röportajıyla Aydın Doğan Vakfı‘nca (ADV) düzenlenen 22. Genç İletişimciler Yarışması’nın “internet haberi” dalında ikincilik ödülü aldı. Sadece bir kategorinin bulunduğu bu dalda ödüle layık görülen başka bir haber olmadı.

Dila ve Sinem, Türk sinemasında Atatürk filmleri furyasının (Mustafa, Can Dündar; Veda, Zülfü Livaneli; DersimizAtatürk, Hamdi Alkan) yaşandığı bir dönemde Atatürk’ü canlandıran tüm oyuncularla görüşmüştü. Muhabirlerimizin gerçekleştirdiği dizi röportaj Dersimiz Atatürk filminin gösterime girdiği 19 Mart’ta yayına girmişti.

Nitelikli medya çalışanı yetişmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmanın ödül töreni dün akşam Hilton Convention Centre’da yapıldı. Törende ADV adına konuşan Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, yarışmanın amacının gençler arasındaki bilgi değişimini ve üniversiteler ile medya arasındaki iletişimi güçlendirmek olduğunu vurguladı. Türkiye’de üniversitelerle iş dünyası arasında bir kopukluk olduğunu düşünen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Fetvacı’nın sözlerini “56 İletişim Fakültesi var. Ama fildişi kulede kalıyorlar” sözleriyle tamamladı. “Marifet iltifata tabidir” diyen Çelik, geleceğin iletişimcilerinin teşvik edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bilgi Üniversitesi’ne iki ödül

Yarışmaya 28 üniversiteden 924 öğrenci toplam 922 başvuru yaptı. Öğrencilerin 2010’da yaptığı bu işler yazılı, görsel, işitsel, reklam, internet yayıncılığı ve halkla ilişkiler dallarında 27 kategoride yarıştı. Toplam 72 ödül verildi. En fazla sayıda ödüle, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ulaştı.

Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’den Haziran ayında mezun olan Sinem duygularını “Mesleğimizle ilgili olarak ilk defa bir ödüle layık görüldük. Bununla birlikte İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni bu şekilde temsil etmekten gurur duyuyoruz” sözleriyle belirtirken sınıf arkadaşı Dila “Bu haberi yaparken bir gün ödül alacağımızı hiç düşünmemiştim. Haber yaparken haber olduk” yorumunda bulundu.

Yarışmadan Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin aldığı tek ödül bu değildi. Televizyon Haberciliği ve Programcılığı öğrencileri Ergi İşbilen, Kadir Mehmetoğlu ve Mert Selçuk, internet yayıncılığı kategorisinde www.tvrpnet.tv ile ikinciliğe layık görüldü.

Yarışmaya İstanbul Bilgi Üniversitesi dışında Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nden iletişim fakültesi öğrencileri katıldı.

Editör’ün notu

Aydın Doğan Vakfı’nın düzenlediği ve yarışmada bir kez daha “öğrenci haberi” diye bir haber dalının varlığının sağlamasını görmüş olduk. Bu sağlamayı, Dila Özsoy ve Sinem Yapıcıkardeşler’e verilen ödülün, yarışmanın kitapçığında yer verilen gerekçesinde somut olarak görebiliyoruz. Gerekçe şöyle tanımlanmış:

“Profesyonel bir haber sitesinde dahi kullanılabilecek başarılı haber çalışması nedeniyle”

Profesyonel bir haber sitesinde kullanılabilecek haberin ne olduğu (başlığı, yayın tarihi, vs) ödül töreninde açıklanmadığı gibi, yarışma sonuçları kitapçığında da belirtilmemiş.

(Doğrusu, yarışmada “internet yayıncılığı” dalı “internet haberi” kategorisinde ödül alan tek yayın organı olmak, HaberVs’nin muhabir kadrosunu oluşturan Bilgi Üniversitesi öğrencileri adına bizi memnun ediyor. Ancak bu durum yine de, “öğrenci haberleri”nin değerlendirmeye alındığı bu yarışmadaki çarpıklığı sorgulamaktan alıkoymuyor.)

Gerekçeye göre haberin başarı ölçüsü “profesyonel haber sitelerinde kullanılabilir” olması.

Gerekçeye göre, Türkiye üniversitelerinin iletişim fakültelerinde öğrenim gören (ve haberleri yayınlanan öğrencilerin), “profesyonel haber organlarında yayınlanabilir” nitelikte haber üretmesinin ödül almak için neden oluşturabiliyor. (“Profesyonel” haber sitelerinde görebileceğiniz haber örneklerinin yorumunu ise okuyucuya bırakıyorum.)

Haber yapan iletişim fakültesi öğrencisinden nasıl bir sonuç ortaya koyması isteniyor? Öğrenci gibi haber yapmaları mı? Gündemi geriden takip eden, bol hatalı ama hataları mazur görülebilir, kısıtlı bir çevrenin, mümkünse sadece üniversite yerleşkesinde takip edilen, haberden ziyade eğitim pratiği amacı taşıyan işler yapmaları mı? Eğer böyle ise, bu haberleri yaparak yetişen öğrencilerin “profesyonel” meslek yaşamında nasıl bir gelişme süreci geçirmesi bekleniyor? Seçici kurulun ifadesiyle “profesyonel haber sitelerinde yayınlanaması” beklenmeyen işler mi ortaya koymaları?

“Profesyonel haber” ve “öğrenci haberi” ayırımı yapan tek kurum basın değil. Bizzat üniversiteler ve eğitim kadroları da, çoğu kez eğitim yaşamında üretilen haberleri bu gözlükle değerlendiriyor.

Sonuç kitapçığından görebildiğim kadarıyla, Dila ve Sinem’in ödülü, yarışmada günlük yayın yapan bir haber organına verilen tek ödül. (Bu alanda başka bir haberin değerlendirmeye bile alınmaması yine bir soru işareti.) Yazılı dalda, haber kategorisinde ödüle layık görülen haberlere baktığımızda ise başka bir çelişkiyle karşılaşıyoruz. Aylık yayın yapan üniversite haber organlarının yine üniversiteler tarafından yayınlanan haftalık gazetelerle aynı kategoride değerlendirmeye alındığını görüyoruz. “Profesyonellerin” katıldığı yarışmalarda rastlayamayacağınız bir durum bu. Nedeni basit: Aylık derginin yapabileceği haber ile haftalık dergi ve günlük gazetenin yapabileceği, yayınlanma periyodu nedeniyle çok ayrı şeyler. İlk ikisi, ulaştığı haberi duyurabilmek için yayın zamanını, bir ayı ya da haftayı beklemek durumunda. Gazetenin ise ertesi gün bu şansı var. Bu nedenle gazete, haftalık ve aylık dergiler farklı kategorilerde yarışıyor.

Bu durum, yayın dünyasının “olmazsa olmaz”ı tiraj raporlarına da aynı şekilde yansıyor elbette. Yayın dünyasında hayatta kalmanın neredeyse tek kuralı olan satış rakamlarında, gazeteler, haftalık yayınlar ve aylık dergiler kendi yayın periyotlarına göre kıyaslanıyor. Bu raporlarda bir gazetenin, bir dergiyle “yarıştığına” tanık olamayız.

Bir başka soru “internet haberi” ile neyin ifade edilmek istendiği. (Bu kategori “internet yayıncılığı” dalında yer alan habere yönelik tek kategori.) Anlaşılan, Aydın Doğan Vakfı’na göre internette yayınlanan haberlerin “yazılı dal”da değerlendirmeye girmemesi gerekiyor. Bu haberler, yazılı değilse nasıl haberler? (“Yazılı haber” ile ifade edilmek istenen şey “basılı haber” mi yoksa?) Peki internette, yarışmanın yazılı dalında olduğu gibi röportaj, araştırma-inceleme, fotoğraf, magazin haberciliği ve spor haberi yayınlanamıyor mu? İnternette yayınlanan haber hep aynı konulara mı değiniyor?

“Tüm Atatürkler” haberinin içeriğine gelince… Ödül töreninde ve yarışma kitapçığında içeriği hakkında bilgi verilmesine gerek duyulmayan bu haber, Türk sinemasında Atatürk filmleri enflasyonunun yaşandığı bir dönemde yapılmıştı. Türk sinemasında ve tiyatrosunda Atatürk’ü canlandıran hemen tüm oyuncularla yapılmış bir dizi röportajı kapsıyordu. Doğrusu benzer bir haberi o dönemde ulusal gazetelerin de yapmasını bekliyorduk. Ama bunu hiçbiri yapmadı ve haber sadece bize kaldı. Yine de hemen her “öğrenci haberi” gibi hak ettiği ilgiyi göremedi. Çünkü, örneğin Haluk Bilginer, yaklaşık bir yıl sonra basına yansıyacak ve tiyatrocular arasında tartışma yaratacak görüşlerinin bir bölümünü bu röportajlardan birinde sarf etmişti.

Yukarıdaki soruların muhatabı elbette Aydın Doğan Vakfı. 28 üniversite katılımda bulunduğuna gör, düzenledikleri yarışma azımsanmayacak kadar önemli ve takdir gören bir organizasyon. Ama ki görünen o ki Genç İletişimciler Yarışması, öğrencileri, bu mesleğin bayrağını taşıyacak birer haberci olarak görmüyor.

Aslında haksız da sayılmazlar! Her ne kadar haberci olarak yetişseler de, yarışmaya katılanlar eninde sonunda öğrenci değil mi?

Yorum yazın