Spor

Düşük bütçeli şampiyonlar

Yazan: Emincan Mut

Rakiplerine göre düşük bütçeyle zirveye kurulan takımların son örneği Premier Lig’de şampiyonluğa koşan Leicester City. Takımın başarısı, geçmişteki Atletico Madrid, Montpellier, Bursaspor, Borussia Dortmund’un şampiyonluklarını hatırlatıyor.

Bugün birçok futbolsevere sorsanız “Sizi sezon başından bu yana en çok şaşırtan şey ne oldu?” diye hemen hemen hepsinin vereceği cevap Leicester City olurdu. 33 hafta sonunda topladığı 72 puanla lider durumda bulunan mavi-beyazlıların Atletico Madrid, Bursaspor, Borussia Dortmund ve Montpellier gibi bir sürprize imza atması içten bile değil.

Geçen sezon yükseldiği Premier Lig’de Nigel Pearson yönetiminde ligde kalmayı hedefleyen Leicester, 38 maçta 41 puan toplayarak ligi 14’nci bitirdi ve kümede kalma hedefini tutturmuş oldu. Nigel Pearson’ın oynattığı sıkıcı futboldan memnun olmayan yönetim, takımı bir seviye yukarı çekmek için koltuğu tecrübeli İtalyan menajer Claudio Ranieri’ye emanet etti.

Ranieri’nin isteği doğrultusunda Mainz 05 ‘den forvet oyuncusu Shinji Okazaki, Caen’den 24 yaşındaki orta saha oyuncusu N’Golo Kante, Napoli’den 31 yaşındaki orta saha oyuncusu Gökhan İnler, Birmingham City’den genç oyuncu Demarai Gray, Kopenhag takımından gelecek vadeden Daniel Amartey ve Swansea takımından Nathan Dyer kiralandı. Savunmaya ise Stoke City’den stoper Robert Huth, Atalanta takımından stoper Yohan Benalouane ve  Schalke 04’den sol bek Christian Fuchs dahil edildi. Gelen oyunculara bonservis olarak toplamda 49.50 milyon Euro harcayan mavi-beyazlı ekip, giden oyunculardan 9.20 milyon Euro kazandı.

Premier Lig’de ki kadro değeri 127 milyon Euro olan Leicester City bu alanda ligde 12’nci sırada bulunuyor. Ligin en pahalı takımı 501,75 milyon Euro değerindeki Manchester City’nin 15 puan önünde bulunan “Tilkiler” futbolda her şeyin para olmadığını da en iyi açıklayan örnek. Bu sene yaşadığımız Leicester City mucizesi geçmişteki Atletico Madrid, Montpellier, Bursaspor, Borussia Dortmund takımlarının kazandığı şampiyonlukları akıllara getiriyor.

Saha içi diziliminde 4-4-2 sistemini tercih eden Ranieri, bireysel anlamda oyuncu performanslarını yukarı çekmesiyle de otoritelerin takdirini kazandı. Son olarak Leicester City’nin Sunderland’i deplasmanda 2-0 yendiği karşılaşmada ağları havalandıran Jamie Vardy, Premier Lig’de 21 gol kaydederek Leicester City’nin en golcü oyuncularından biri olarak tarihe geçti. Amatör Fleetwood Town’dan 2012’de sadece 1.5 milyon Euro’ya transfer edilen Vardy, bu sezon art arda attığı gollerin sonra değerini en az 20’ye katladı. Gol krallığı sıralamasında da ikinci sırada yer alan 28 yaşındaki forvet için Manchester United, Manchester City, Chelsea gibi ekiplerin adı geçiyor. Olası bir transferde Leicester City kulübünün kasasına en az 20 milyon Pound koyması bekleniyor. Bunun yanında 2 kanatta da görev yapabilen Riyad Mahrez de takımın dikkat çeken bir diğer ismi. Geride kalan 33 maçta 16 gol 11 asistlik performansı ile göz dolduran Cezayirli oyuncu için Barcelona ve Arsenal takımları Temmuz ayındaki transfer dönemini bekliyor.

Geçtiğimiz 33 haftada attığı 57 golle ligin en çok gol atan 3’ncü takımı sıfatını kazanan Tilkiler, deplasmanda topladığı 37 puanla da ligin en iyi deplasman performansına sahip takımı olarak gözümüze çarpıyor.

Montpellier oyuncuları Ligue 1 kupasını kaldırırken

Montpellier oyuncuları Ligue 1 kupasını kaldırırken

2011-2012 sezonu Fransa Ligue 1’de Montpellier’in kazandığı şampiyonluk herkesi şok etmişti. Takım değeri 62,500 milyon Euro olan mavi-turunculular, takım maliyet sıralamasında ligin dokuzuncusuydu. Ama iş saha içine döndüğünde 82 puan toplayan takım, kadro değeri 203 milyon Euro olan Paris SG’nin 3 puan önünde şampiyonluğunu ilan etti. Böylelikle tarihinde ilk ve tek şampiyonluğunu kazandı.

Fransa ligindeki bu çıkıştan bir yıl önce, 2010-2011 sezonunda Borussia Dortmund da endüstriyel futbola kafa tutmuş ve Bayern Münih gibi bir devi arkasında bırakmayı başarmıştı. 165 milyon Euro kadro değerindeki sarı-siyahlılar, 296 milyon Euro değerindeki Bayern Münih’in 10 puan önünde şampiyonluğunu ilan etti. Yine 136 milyon Euro değerindeki Leverkusen de Bayern Münih’in 3 puan önünde sezonu 2’nci bitirdi.

Jurgen Klopp

Jurgen Klopp

Dortmund’un başarısından söz ederken Jürgen Klopp’ü anmamak olmaz. Alman teknik adam, Dortmund’un yeniden doğuşunu sağlayan en önemli faktördü. Klopp yönetimindeki Dortmund 2011-2012 yılına da damgasını vurdu. 196 milyon Euro kadro değerine ulaşan takım, 365 milyon Euro değerindeki B.Münih’i yine arkasında bırakmayı başardı. 2’nci B.Münih’in 8 puan önünde zirveye kurulan sarı-siyahlılar rahat bir şampiyonluk yaşadı.

Yakın geçmişte bir diğer sürpriz şampiyon da İspanya’dan geldi. Son 9 yılını Barcelona-Real Madrid şampiyonlukları arasında geçirmiş İspanyol futbolseverler Atletico Madrid’in 2013-2014 sezonunda yaşadığı şampiyonlukla adeta şok oldu. Barcelona’nın 596 milyon Euro, Real Madrid’in 591 milyon Euro olduğu ligde şampiyon A.Madrid’in değeri sadece 286 milyon Euro’ydu. Simeone yönetimindeki takım Barcelona’dan 23 gol az atarken, R.Madrid’den ise 27 gol az atarak rakiplerinin 3 puan önünde şampiyonluğa ulaştı.

Türkiye Süper Ligi’nde ise bu denli sansasyonu yaratan takım Bursaspor oldu. 2008-2009 sezonunda takım değerleri sıralamasında;

  1. Galatasaray 130 milyon Euro
  2. Fenerbahçe 104 milyon Euro
  3. Beşiktaş 88 milyon Euro
  4. Trabzonspor 60.500 milyon Euro
  5. Bursaspor 52.600 milyon Euro

Kadro değeri olarak 5’nci olan Bursaspor o sezonu saha içinde 75 puan toplayarak zirvede tamamladı. Fenerbahçe sezonu 2’nci tamamlarken, Galatasaray 3, Beşiktaş 4 ve Trabzonspor 5’nci oldu. Ertuğrul Sağlam yönetimindeki yeşil-beyazlılar tarihlerindeki ilk ve tek şampiyonluğu yaşadılar ve ertesi sezon ilk defa Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeye hak kazandılar.

Paranın, sosyal hayatta olduğu gibi futbolda da problemleri çözmek için etkili bir silah olduğunu söyleyebiliriz. Fakat paranın, futbolda kesin çözüm olduğunu söyleyenlere bu takımlar en iyi örnekler. Sizin takımınızın bir sol bek ihtiyacı vardır. Parayı bastırıp dünyanın en iyi sol bekini alabilirsiniz. Fakat oyuncunun ülkeye adaptasyonu ve takım kimyasına uyum sağlaması gibi faktörler size kulüp olarak istemediğiniz sonuçlar yaşatabilir. Spor branşlarında para-başarı ilişkisini tek cümleyle özetlemek gerekirse: “Parayla her zaman saadet olmaz”.

Yorum yazın