Genel

Elhamdülillah Müslüman: Asia Connection

Yazan: Server Uraz

Rap müzik neyi çağrıştırır? Sözleri, müziğin tempo ve ritmine göre ve çoğu kez hızlı şekilde söylenen bu türün adı İngilizce’de “ağır eleştiri” anlamına gelir. New York’un arka sokaklarında doğan ve zamanla dünyaya sirayet eden müziğin, isminden de anlaşılacağı üzere dokundurması, en azından bir fiske atması olağandır. “Beyazların” hakim olduğu düzene eşitsizliğe, adaletsizliğe başkaldırır. Serttir. Yıkıcılığı […]

Rap müzik neyi çağrıştırır? Sözleri, müziğin tempo ve ritmine göre ve çoğu kez hızlı şekilde söylenen bu türün adı İngilizce’de “ağır eleştiri” anlamına gelir. New York’un arka sokaklarında doğan ve zamanla dünyaya sirayet eden müziğin, isminden de anlaşılacağı üzere dokundurması, en azından bir fiske atması olağandır. “Beyazların” hakim olduğu düzene eşitsizliğe, adaletsizliğe başkaldırır. Serttir. Yıkıcılığı “gangsta” tarzında olduğu gibi kimi zaman sokaktaki şiddete övgüye kadar gider.

Gelgelelim her ülke gibi Türkiye de, kendi rap ve rap müzisyenlerini yarattı. İş, yukarıda saydığımız konulardan manevi hayatımıza kadar ilerledi. Örneğin, bu âlemin önemli isimlerinden Sagopa Kajmer (Yunus Özyavuz) protest çizgide devam ettirdiği müziğini son yıllarda İslami rap’a taşıyarak büyük bir değişim yaşamıştı.

“Manevi duygular”la müzik yapan rapçilere son günlerde yeni bir isim daha eklendi. Radikaltakma isimli Gökhan Dönmez ve Şüphetakma isimli Emrah Sezek’in kurduğu Asia Connection, ilk albümü La Havle Meclisi’ni geçtiğimiz günlerde yayınladı. Bir yıl önce Radikal’in önerisiyle bir araya gelen iki rapçi, yaptıkları müziği İslamî rap olarak isimlendiriyor. “Bize gelen bela ve sıkıntıların Allah-ü Teala’nın takdiriyle olduğunu biliriz” ya da “kimi kalbinde iman taşır, kimindeyse şeytan var” gibi sözler, grubun 17 şarkılık albümünde benzerlerini sıkça gördüğümüz örnekler.

Asia Connection’la HaberVs’nin müzisyen muhabiri Server Uraz görüştü.

Bundan önceki çalışmalarınıza baktığımızda “manevi hayat”ın müziğinizde ön planda olmadığını görüyoruz. Müzik tarzınızı “İslamî rap” olarak belirlemenizin nedeni nedir?

Şüphe: Bundan öncesini çocukluk olarak görüyorum. Küfürlü sert parçalar çocukluğumuzun esiriydi. Amerikan rap’inden ve büyüklerimizden böyle gördük. Şimdi maneviyata daha fazla yer verme sebebimiz şu: Ben zaten çocukluğumdan beri maneviyata çok düşkün bir insandım. Dilimden Allah kelimesi eksik olmaz, hep şükrederim. Bundan önce Aşk-ı Allah diye bir albüm yaptım, İslamî rap tarzındaydı. Kendi içimdekileri yazdım. Bir ara müziği bırakma kararı almıştım, bu süre içinde Radikal ile bir şarkı yaptık, kendimdeki değişimi fark ettim. Somut olaylardan, manevi olaylara yönelmeme olgunlaşma aşaması diyebilirim. Çocukluğumdan beri kendime “neredeyim, ne yapıyorum, ne yapacağım” diye sorardım. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. Dokuz ay kendimi eve kilitledim ve sürekli dinî kitaplar okudum. Sakallarımı uzatmıştım. Çevremdeki insanlar, hatta ailem bile yadırgadılar, “sen papaz mısın” dediler. Doğulu olduğumdan dolayı ailem rap müziğe her zaman negatif baktı. Ben düğünlere bile bol pantolonla gidiyordum, bana tuhaf bakıyorlardı.

Doğulu insanların haklarını savunmaya dair parçalar yapmayı düşündün mü ?

Şüphe: Ortalıkta “Kürt açılımı” diye bir şey var. Ben Türk’üm. Kürt kökenli bir Türk’üm. Ailem de öyle. Ben bu ülkenin her türlü anayasal hakkını kullanıyorum, bu ülkenin nüfus kâğıdını taşıyorum. Bu ülkenin hastanesinden, otobüsünden, treninden, okulundan yararlanıyorum. Ben Türk vatandaşıyım. Doğu’da belirli sıkıntılar var ama bunları dile getirmeyi düşünmedim daha önce. Olay korkmak değil. Yurtdışında bunu yapanlar var. Onları gayet başarılı buluyorum.

Radikal, senin eski parçaların genelde sokağı ve insan psikolojisini işlerdin. Neden maneviyata yönelmeye ihtiyaç duydun?

Radikal: Hiçbir şey birden bire olmadı. Yakından takip edenler bilirler. Her albümde dozajı arttırarak geldim. Yaptığım her albümde, öncekine göre daha fazla maneviyat vardı. Toplumsal sorunların yanı sıra maneviyata da değiniyordum. Bu bir süreçti.

Şüphe: Ben eski albümlerimden birinde “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” diyerek giriyordum şarkıya. Savaşa gider gibi yani. Radikal’in dediği gibi, biz bu noktaya aşama aşama geldik. İnsanlar beni böyle tanıdı neticede. Olay Fatr suresindeki bir ayete geliyor. “Allah adıyla aldatanlara aldanmayın”. Çevremizde binlerce insan var, hacılar hocalar. Ne bu ya!

Yaptığınız müzik toplumsal bir amaç güdüyor mu?

Şüphe: Tabii ki toplumsal bir amacımız var. Yapılan her işte toplumsal amaç olmalı. Toplumsal amaç olmadan herhangi bir şeye ulaşamazsın ki. İnsanlar bana artık “Allah senden razı olsun, evimde seni dinleyebiliyorum, annem babam seni dinliyor ağabey” diyorlar.

Bunun dışında toplumu yönlendirme amacınız var mı? Mesela “maneviyat elden gidiyor” gibi mi?

Şüphe: Tabi canım ya! Çevrene baksana, 13 yaşında öpüşmemiş kız yoktur. Kendi çocukluğuma bakıyorum, o zaman nasıldı, şimdi nasıl? Ben ’90 neslinden sonrasından ümidimi kestim. Gerçekten çok kötü yere gidiyorlar. Ne kadar kurtarırsan o kadar kârdır. İnsanlar beni dinleyip iki rekât namaz kılıyorsa, bir dua ediyorsa ne mutlu bana.

Yasal ilk albümünüzLa Havle Meclisi‘nden beklentiniz nedir?

Radikal: Her sanatçı gibi albümün iyi karşılanmasını bekliyoruz. İşin satışında değiliz. Maddi bir beklentimiz yok. “Asia Connection” grubunu yeni kurduk ve bu ismi tanıtmak istiyoruz. İkinci albümde çok daha farklı işler yapacağız. Bu albüm piyasaya çıkmak için bir anahtar ve biz bu anahtarı kapıya soktuk, kapıyı açtık. Başarı bekliyoruz. Tek beklentimiz bu.

Şüphe: Evet biz başarı bekliyoruz. Bizim kimsenin ekmeğinde, rızkında gözümüz yok. Ancak Türkiye’de şöyle bir sistem var. Bir şeyler yapıyorsun ama seni hiç düşünmeden karalayabiliyorlar. 1994 yılından beri bu müzikle iç içeyim ve bu durumdan çok şikâyetçiyim.

Anladığım kadarıyla insanların rap müziğe bakış açısından rahatsızsınız.

Şüphe: Evet, herkesin eleştirme hakkı var, insanlar benim yaptığım müziği samimi bulmayabilir ama beni tanımıyorlar ki. Yaşantımızı olduğundan farklı sanıyorlar. Hayal kurmayın, biz lüks içinde yaşayan insanlar değiliz.

Bazı dinî çevreler müziği haram olarak görüyor. Radikal, sen de katıldığın bir programda “müzik haramdır” demiştin. Bu konu hakkında ne söylemek istersin?

Radikal: Ben bu konuda çok yanlış anlaşılıyorum. Katıldığım bir programda müzik haramdır dedim ve dinleyicilerimin büyük bir kısmını kaybettim. “Müzik haramdır” derken bahsetmeye çalıştığım şuydu, haram olan bizlerin yaptığı değil, göz zevkini şehvete düşüren müziklerdir.

Şüphe: Dinlediğin müzik sana Allah’ı ve iyi şeyleri çağrıştırıyorsa bu haram değildir.

Pop şarkılarının büyük bir kısmı kadın-erkek ilişkilerinden bahsediyor. Cinselliği çağrıştıran parçalar ve klipler var. Bu durumda pop müziğe haram denebilir mi?

Radikal: Evet büyük bir kısmı haramdır. Kliplerde seks görüyoruz, cinsellik görüyoruz, kadın sanatçılar bir yerlerini açarak fiziksel görüntülerini ön planda tutuyorlar. Kesinlikle diyorum bunlar haramdır. Bunun dışında alkolle, uyuşturucuyla alakalı parçaların da hepsi haramdır. Toplumu yanlış yönlendiren tüm parçalar haramdır.

Batı’ya bakış açınız nedir?

Radikal: Ben Batılılaşma karşıtıyım. Örneğin Taksim’de stüdyomun olduğu zamanlar, bir gün Ramazan ayında yemeğimizi yedik dönüyoruz, meydanda bir çocuk bir kızı kucağına almış kepenklere dayamış sevişiyorlardı. Yanlarına gittim baktım ikisi de Alman. Bunlar nasıl insanlar dedim, hiç mi ahlak yok utanma yok. Taksim’in göbeğinde sevişiyorsun, bu nasıl bir kültür? Batılılaşmaya karşıtıyım derken ahlakî yapılarına karşıyım.

Batı’ya karşıyım diyorsun ancak ayağında Adidas ayakkabı var.

Radikal: Batı’nın kültüründe eleştirdiğim şey ahlâk yapısı. Şu an 12-13 yaşındaki kızlar şekilden şekle giriyor. Ben buna karşıyım işte.

Hip hop Batı müziğidir ve ahlaki açıdan senin karşıtın olduğun şeyleri pompalıyor. Sen de aslında bir Hip hop’çu olarak bu sistemin çarkları içindesin.

Şüphe: Biz bu müziği kendi dilimize, dinimize ve kültürümüze göre yorumluyoruz. Yurtdışında da bunun örnekleri var, Müslümanlığı anlatan yabancı gruplar var. Yurtdışında Müslümanlar’a terörist gözüyle bakıyorlar. Türkiye’de de 10-15 sene öncesine kadar ben Kürd’üm deyince terörist gözüyle bakıyorlardı. Artık insanlar bir şeylerin farkına varmaya başladı.

Türkiye’de İslamî rap yapan ilk grupsunuz denebilir mi ?

Şüphe: Evet, ilk kez İslami bir rap albümü çıkıyor.

Bu süreçten sonra hedefleriniz nedir ?

Şüphe: Türkçe sözlü rap müziğin çok daha iyi yerlere gelmesini istiyorum. Ekmeğimizi bu müzikten kazanalım istiyorum. Çok yavaş ilerliyoruz.

Radikal: Solo albümüme de başladım. Tamamen siyasi bir albüm yapıyorum. Sonrasında da “Asia Connection’ın” ikinci albümünü yapmayı hedefliyoruz.

Yorum yazın