Sanat

Medya grupları fanzini öldürüyor

Yazan: Burcu Burcu

İstanbul Bilgi Üniversitesi gösteri sanatları yönetimi ve kültür yönetimi birinci sınıf öğrencileri tarafından 2005 yılından bu yana her bahar düzenlenen, aynı zamanda çeşitli üniversitelerden animasyon bölümü öğrencilerinin işlerini de izleyiciyle buluşturan “Çizgili Günler Şenliği” bu yıl da 8-10 Mayıs tarihleri arasında Santralİstanbul’da gerçekleştirildi. Türkiye çapındaki çizgi roman yayıncılarını ve sahaflarını da bir araya getiren şenliğin […]

İstanbul Bilgi Üniversitesi gösteri sanatları yönetimi ve kültür yönetimi birinci sınıf öğrencileri tarafından 2005 yılından bu yana her bahar düzenlenen, aynı zamanda çeşitli üniversitelerden animasyon bölümü öğrencilerinin işlerini de izleyiciyle buluşturan “Çizgili Günler Şenliği” bu yıl da 8-10 Mayıs tarihleri arasında Santralİstanbul’da gerçekleştirildi. Türkiye çapındaki çizgi roman yayıncılarını ve sahaflarını da bir araya getiren şenliğin bu yılki ilk konuğu fotokopi olarak yayınlanan ve ne zaman çıkacağı belli olmayan çizgi roman dergisi “Çapa çizgiroman grubu” oldu. Sadece metal/rock müziğe yakıştırılan fanzin ve underground gibi kavramları çizgi romana taşıyan Çapa grubu üyelerinden Yıldıray Çınar, Hakan Tacal, Mahmut Asrar ve Suat Ege Us’un katıldığı söyleşi, Türkiye’deki çizgi roman dünyasına çeşitli yönlerden bakma fırsatı sundu.

Çapa grubu kurucularından Hakan Tacal, yasal prosedürlere uymadan, bir fanzin çıkarma fikrinin 1996 yılında Ankara’da çoğu Eskişehir Anadolu Üniversitesi çizgi-film animasyon bölümü öğrencilerinden oluşan yetenekli ama kendini amatör saymayı tercih eden bir grup çizer tarafından ortaya atıldığını söylüyor. Tacal, Türkiye’de çizgi roman piyasasının bugünkü kadar bile sağlıklı olmadığı bir dönemde çizgi romancılığa başlamalarının nedenini “Hepimiz çizgi roman aşığıyız, hepimizin aklında lise yıllarında yarattığımız süper kahramanları hayata geçirme isteği vardı ” diye açıklıyor.

“Sürgün”, “Kopuş”, “Maskeli”, “Fırtına”, “Çapa Çizgiroman Sunar” adlı fanzinleri komik denecek ölçüde, az bir sayıyla, bazen 50-100 bazen de 200 bastıklarını bu yüzden ilk sayılarında kendilerini “çok zeki değillerdir ama hepten ebleh de sayılmazlar. Estiğinde çizgiroman üretir ve gizli saklı yerlere bırakıp kaçarlar… “ diye tanımlayan Çapa grubu, dergilerini ulaşabildikleri tüm şehirlerde ve satmayı kabul eden sahaf ve kitapevlerine dağıtarak çizgi roman okuyucusuna ulaşmaya çalışmış.

“Profesyonel iş” denildiğinde ekonomik şartlarda takıldığını söyleyen Hakan Tacal, ekonomik şartların ipini tutanların sermaye sahibi kişiler olduklarını, sanatın ya da çizgi romanın gelişiminin de onların vizyon sahibi olup olmadıklarıyla ilgili olduğunu söylüyor:
“Bu topraklar her türlü sanatı gerçekleştirebilecek kişilerle doludur fakat vizyon sahibi olmak paradan daha önemli bir yer tutar.”

Grubu kurdukları 1996 yılında fanzinin bir kültür olduğunu söyleyen Suat Efe Us, o yıllarda müzik fanzininden eşcinsel fanzinine kadar çok sayıda derginin çıkartıldığını fakat bugün böyle bir şeyin mümkün olamadığını söylüyor. Bunun Türkiye’de basın yayın anlayışından kaynaklandığını anlatan Us, Doğan Grubu gibi büyük grupların, fanzin olarak yayın yapan dergilerden belirli bir satışı tutturanları satın alarak fanzinciliği öldürdüğünü savunuyor

2004 yılında Arka Bahçe yayıncılığın çıkarttığı “Karabasan” adlı dergiyle ilk profesyonel maceralarını yayınlayan grup, uygulama açısından olmasa da tarzı ve basım şekli açısından ilk olması nedeniyle hâlâ hatırlanıyor. Daha sonrasında bir çok profesyonel işe imza atan Çapa Grubu, hâlâ fanzin yayınlamaya devam ediyor. Grup üyelerinden Mahmut Asrar ve Yıldıray Çınar, fanzinle başladıkları çizgi roman serüvenlerini şu anda ABD’deki en önemli çizgi roman yayıncılarından Marvel’de sürdürüyor. Türkiye’de çizgi roman yayıncılığının zayıflığından dolayı çizimlerini Amerika’da okuyucu ile buluşturan Asrar ve Çınar, Marvel’de çiziyor olmanın heyecan verici olduğunu fakat Türkiye’de bu işi profesyonel biçimde yapamadıkları için üzgün olduklarını dile getiriyorlar.

Gizli gibi görünmelerine rağmen aslında Türkiye’nin en ünlü fanzin ve çizgi roman ekibi olan “Çapa çizgiroman grubu” Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, özellikle batıda çok popüler olan ve gitgide daha fazla ürün ortaya koyan, sinemayla sıkça paslaşan, popüler kültürün diğer kanallarıyla her zaman bir akrabalık kurmuş olan çizgi roman sektörünün Türkiye’de gelişememesini çizerler arasındaki kolektif çalışma eksikliğina bağlıyor. Çizerlerin çizgi romancılığa bireysel yaklaştığını, çizgi roman işinin bir ekip çalışması olduğunu söyleyen Mahmut Asrar, çizgi romanın kolektif bir çalışma ile ortaya çıkabileceğini vurguluyor.

Türkiye’de çizgi roman konusuna değinildiğinde Amerikalı ünlü çizgi romancı Stanley’in bir tespitini aktaran Asrar, Stanley’in bir yazısında “Çizgi roman ölür mü?” sorusuna verdiği cevabı aktarıyor. “Televizyon ilk ortaya çıktığında eğlence açısından çizgi romanla rekabet edecek durumda değildi. Ama bugün çok yaygınlaştı. Acaba çizgi romanın yerini televizyon mu aldı? Derken hemen ardından bizim çizgi roman karakterlerimiz televizyona uyarlandı. Ve televizyonla işbirliği yapmaya başladıktan sonra çizgi romanlarımızın satışı, beklenenin tersine, arttı. Dolayısıyla görüyoruz ki, çizgi roman, zaman içinde gelişerek bugüne kadar ayakta kaldı. Televizyonun hem maddi anlamda katkıları oldu hem de sanatsal anlamda da yeni tekniklerin geliştirilmesine olanak sağladı.”

Stanley’in bu tespitlerini doğrulayan Asrar, çok sayıda kriz yaşanmasına rağmen, Avrupa’da olsun, Amerika’da olsun, Japonya’da olsun, çizgi romanın çok ciddi bir sektör olduğunu, Türkiye’de mizah kültürü ve karikatürün yerleşik durumda olmasına karşılık çizgi roman üretiminin yapılmadığını belirtiyor. Türkiye’de çizgi romanın gelişmesinin önündeki en büyük engelin çizgi romanın yanlış algılanması olduğunu söyleyen Hakan Tacal ise bugün Türkiye’de underground tarzı yüzünden çizgi romanın zararlı bir yayın olarak algılandığını, çizgi romanın sadece karikatür ve mizah olarak kabul görebildiğini ve bu anlamda çizgi romana köstek olduğunu söylüyor.

Çizgili Günler 2009

Çizgi roman dünyasını masaya yatırılıp Türkiye’deki gelişmelerin bu eksende tartışıldığı “Çizgili Günler” söyleşilerin başlıkları ve katılımcıları bu yıl şöyleydi: “Gündelik Basında Çizgi” panelinde Kamil Masaracı, Tan Oral, Ercan Akyol; “Kolleksiyon Nesnesi Olarak Çizgi Roman” panelinde, Aslan Eroğlu, Talat Güreli, Sinan Gürdağcık; “Türk Çizdi, İtalyan Okudu” panelinde Hakan Şaşmaz, Ersin Burak, Murat Mıhçıoğlu biraraya geldi.
Etkinliklerde, usta çizer Yalçın Didman, “Usta işi atölye” çalışmalarında ise; çizgi romanın balonu üstüne ikinci kuşak balon çizeri Şevki Sayışman çizgi romancılık tecrubelerini aktardı.
Çizgili Günler Şenliği kapsamında, Fransa Animasyon Derneği’nin AFCA (Association Française du Cinéma d’Animation) 2008-09 Kısa Canladırma Filmleri Seçkisi ilk kez gösterildi.

Yorum yazın