Medya

Ayman Mohyeldin: ‘Türkiye Ortadoğu’ya model olamaz’

Yazan: Mehmet Özen

El Cezire Muhabiri Ayman Mohyeldin, Türkiye’nin İslam ülkeleri için önemli bir model olduğunu, ancak her ülkenin kendi demokrasi modelini bulması gerektiği görüşünde.

El Cezire Muhabiri Ayman Mohyeldin, Türkiye’nin İslam ülkeleri için önemli bir model olduğunu, ancak “Türkiye modeli”nin Türkiye’nin özgün kültüründen çıktığını ve her ülkenin kendi demokrasi modelini bulması gerektiğini söyledi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Medya Derneği işbirliği ile Mısır Devrimi’nin canlı tanığı ve Ortadoğu’nun dünyadaki sesi Ayman Mohyeldin, üniversitenin Santral yerleşkesinde bugün “Giving Voice to Revolution” (Devrime Ses Vermek) başlıklı bir konferans verdi.

Konuşmasına “Selamun Aleykum” sözüyle başlayan Emmy ödüllü Ayman Mohyeldin, konferans başlığının yanlış anlaşılmaması için, “Devrime Ses Vermek”i açıklayarak başladı. “Ses verme”nin Mısır halkına mikrofon uzatmak ve bu halkın sesini tüm dünyaya duyurmak olduğunu vurgulayan Mohyeldin, “Ortadoğu’daki tüm değişiklikler gözümüzün önünde. Oradaki insanlar haykırıyorlar. Amerikan basını için çalışırken, Arap toplumuna Amerika’yı anlattım. Şimdi Arap basını için çalışıyorum ve Arap toplumunu ve onların haykırışlarını tüm dünyaya aktarıyorum” dedi.

“Her bireyin bir sesi var”

Mısır’da hükümet ile halk arasındaki ilişkinin devrimle değişmeye başladığını söyleyen Mohyeldin, “Arap liderler, her zaman iktidarı olduğu ülkenin sahibi olarak tanındılar. Bu liderlerin imajı rahatsız ediciydi. Bu liderler vatandaşlara sanki oğullarıymış veya çocuklarıymış gibi davranıyordu. Ama devrimle birlikte kendini mülkün sahibi olarak gören hükümet ile halk arasındaki ilişki değişiyor.” dedi. Mısır halkını etkisiz hale getiren korku faktörünün ortadan kalktığını ifade eden Mohyeldin, bu devrimin aslında bir “bilişim devrimi” olduğunu söyledi.

“Ayman, ne zaman avukat olacaksın?”

Filistinli bir anne ve Mısırlı bir babanın oğlu olan Ayman Mohyeldin (32) gazeteciliğe, uzun yıllar yaşadığı ve vatandaşı olduğu ABD’de başladı. Bir mangal partisinde tanıştığı gazetecinin “Gel bizde çalış, tarafsızlığını göster” davetiyle NBC televizyonuna asistan muhabir olarak girdi. 11 Eylül saldırıları, o tarihte henüz 22 yaşında olan Mohyeldin’in kariyerini değiştirdi. Ayman yakaladığı fırsatı, 2007’de PRWeekdergisine verdiği röportajda şöyle anlatıyor: “Arapça bilen ve Ortadoğu’yu tanıyan çok az insan vardı. Asistan konumunda bir gazeteciye verilmesi mümkün olmayan sorumluluklar aldım.”

Amerikan işgalinin başladığı 2003’ten 2005’e kadar CNNiçin Irak’ta çalıştı; Filistin, Mısır ve Ürdün’deki gelişmeleri takip etti. Saddam Hüseyin’in ABD ordusu tarafından yakalanışını takip eden az sayıda isimden biriydi. Libya’daki nükleer tesislere giren ilk gazeteci oldu. 2006’da İngilizce yayın yapan Katar merkezli haber televizyonu El Cezire’de çalışmaya başladı. Ortadoğu odaklı haberlerine devam eden Mohyeldin, Mayıs 2008 ve Mayıs 2010 arasında Gazze Şeridi’nde yaşayan ve haber yapan tek yabancı muhabirdi. Şu anda El Cezire’nin Mısır temsilciliğini yapa Mohyeldin, geçtiğimiz ay yaşanan olaylar sırasında iki kez tutuklanmasına rağmen Tahrir Meydanı’nın sesini milyonlarca izleyiciye duyurdu.

Washington’daki Amerikan Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gören, yüksek lisansını uluslararası politika alanında yapan ve The News Media Paradigm in the War on Terrorism başlıklı bir tez yazan Ayman Mohyeldin, annesinin hâlâ “ne zaman avukat olacaksın?” diye sorduğunu söylüyor.

Facebook, Twitter ve YouTube gibi sosyal medya araçları sayesinde, Tunus’un Sidi Bouzid’e bağlı köyünde bir satıcının hükümete isyan ederken kendisini yakmasıyla, önce tüm köyün, daha sonra da Sidi Bouzid ve tüm Tunus’un devrim yapabilmesinin bilginin gücünü gösterdiğini söyleyen Mohyeldin, sosyal medyanın devrimde büyük rol oynadığını dile getirdi. “Her bireyin bir sesi var ve bunun dünyada duyulması şart” diyen Mohyeldin, sosyal medyanın, adeta sosyal adaleti sağlayan bir araç haline geldiğini ve kurumsal süreçlerden çok daha hızlı işlediğini vurguladı.

Konferans sonrasında Ayman Mohyeldin ile Medya Derneği adına söyleşi yapan Çalık Grubu Dış İlişkiler Direktörü Suna Vidinli’nin “Twitter’da 30 bin takipçiniz var. 28 Ocak’ta Mısır’da internet ve telefonlar kesildi. Ama siz Twitter’a yazmaya devam ettiniz. Bu nasıl oldu?” sorusunu, Amerika’daki bir arkadaşına Twitter hesabının şifresini verdiğini ve tweet’leri bu arkadaşının yazdığı yanıtını veren Mohyeldin, tutuklandıktan sonra sosyal medyanın gücü sayesinde serbest bırakıldığını belirtti.

Vidinli, Amerikan medyasının “Mohyeldin’in annesi Gazzeli ve babası Mısırlı olduğu için bu kadar başarılı” eleştirisini dile getirdi. Başarısını Mısırlı olmaktan çok tarafsızlığına bağlayan Mohyeldin, bu soruya “Amerikan medyasında çok fazla kanal ve rekabet var. Herkes kendi yorumunu katıyor. El Cezire muhabiri olarak biz yorumsuz ve tarafsız davranıyoruz.” yanıtını verdi. Vidinli’nin “Ama sizi de ağlarken gördük…” demesi üzerine “Evet ben de ağladım. Çünkü çok duygusaldı. Bir kişi iktidardan düştü, 80 milyon kişi iktidara geldi. Bir Mısırlı olarak bu sevinç çığlığı karşısında kayıtsız kalamadım.” dedi.

Türk demokrasi modeli

Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü öğrencilerinden Su Tunç’un “Ortadoğu ülkelerinde Türkiye’nin demokrasi modelinden söz edildiği söyleniyor. Sizce Türkiye’deki demokrasi Ortadoğu için bir model olabilir mi?” sorusu üzerine Ayman Mohyeldin, “Bu sıkça konuşuluyor. Ama her ülkenin kendine özgü bir kültürü var. Türkiye’nin demokrasi modeli Türk kültürünün getirdiği bir model. ‘Mısır kendi modelini bulamaz’ demek de çok kibirli bir yaklaşım olur. Türkiye kendisiyle yüzleşiyor, geçtiğimiz 90-100 yıl boyunca sorması gereken soruları kendine sordu. Türkiye’nin Ortadoğu için önemi çok büyük. Türkiye’nin ağzından çıkan bir söz, Arap dünyasını yakından ilgilendiriyor. Ama Türkiye’nin demokrasi modeli kesinlikle bire bir Mısır için uygulanamaz.” yanıtını verdi.

Birçok televizyon kanalının kendisi ile görüşmek istemesine rağmen gitmediğini söyleyen Mohyeldin, Türkiye’nin daveti için mutlu olduğunu ve buradan Libya’ya gideceğini belirtti.

Yorum yazın