Kültür Mirası

El değmemiş son Haliç

Yazan: HaberVs
Turgut Tarhan

Mimarlar Odası'na göre Haliç'in el değmemiş son alanı Tersane-i Amire'nin (Haliç Tersanesi) ihalesi, uyulması zorunlu bütün yasal düzenlemeleri de yok sayıyor.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, ihale süreci bugün tamamlanan “Haliç Yat Limanı ve Komleksi Projesi”yle ilgili basın açıklaması yayınladı. Bilimi, uzmanlığı, hukuku, şehirciliği ve planlamayı reddeden rant odaklı bir sürecin Haliç’in “el değmemiş” son parçasına uzandığına vurgu yapılan açıklamanın tam metni şöyle.

Basındaki haberlerden “Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi” ihalesinin bugün (24.07.2013) tamamlanmış olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Haberlere göre Proje, 4 yılı inşaat, 45 yılı işletme süresi olmak üzere 49 yıllığına Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilecek. Proje kapsamında her biri 70 yat kapasiteli iki yat limanı, her biri 400 oda kapasiteli 5 yıldızlı iki otel, dükkânlar, restoranlar, kongre ve kültür merkezleri, sinema ve eğlence tesisleri, bin kişilik cami ve otoparkı kapsamaktadır.

İlk kez 12 Eylül sonrasında gündeme getirilen, Dalan döneminde uygulanmaya başlanan ve günümüzde kentsel dönüşüm ile daha ileri aşamaya ulaştırılan bilimi, uzmanlığı, hukuku, şehirciliği ve planlamayı ret eden rant odaklı süreç, “Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi” ile Haliç’in “el değmemiş” son parçasına da uzandı.

Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin denize açılan kapısı olduğu ve zaman içinde Kasımpaşa’yı da içine alarak Galataport ile bütünleştirilmesinin amaçlandığı açık olan bu proje ile dünyanın en eski ikinci tersanesi -ve Tersane-i Amire’nin günümüzdeki karşılığı- olan 558 yıllık Haliç Tersanelerinin, dünya üzerinde başka örneği bulunmayan şekilde ve yaklaşık 6 asırdır gemi yapım işlevini sürdüren tek endüstriyel arkeolojik sitin ortadan kaldırılması için yeni bir adım atılmış oluyor.

Konunun sadece gelecek kuşaklara aktarılması ile yükümlü olduğumuz kültürel, tarihi ve endüstriyel arkeolojik mirasın korunması açısından değil; kentin ve geleceğinin şekillendirilmesi açısından da bütünlüklü olarak ele alınması gerektiği açıktır. Oysa ihale, sadece Tersane-i Amire'yi oluşturan alanın bütünlüğünü bozmakla kalmamakta, 2863 sayılı Koruma Mevzuatı, Koruma Kurulu kararları, planlama ve şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı vb. uyulması zorunlu mevcut bütün yasal düzenlemeleri de yok saymaktadır.

Her türlü yatırım imar planlarına dayanmak zorundadır. Bilinen 8500 yıllık tarihi ile İstanbul kentinin tarih boyunca ve bugün dünyaca tanınmasında simgesel öneme sahip “altın boynuz” olarak da bilinen Haliç ve kıyıları bu özelliği dikkate alarak ve tarihi özellikleri itibarı ile bir dünya mirası olduğu özelliğini unutmadan bütüncül olarak ele alan bir planlama süreci ile ve dünya mirası olarak korunarak ve geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması yerel ve merkezi yönetimlerin asli sorumluluğu ve görevidir.

Hal böyleyken ihale, ulusal ve uluslararası mevzuat yok sayılarak hiçbir planlamaya dayanmayan projeye göre yapılmıştır. Bu özelliği ile ihale koruma ve imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve bilimine aykırı olduğu için kamu ve toplum yararına açıkça aykırıdır.

İhalenin gelinen bu aşamaya kadar izlemiş olduğu süreç, gelinen nokta itibariyle kamu kurumu niteliğinde anayasal bir meslek kuruluşu açısından yargı önüne götürülmeyi zorunlu kılmaktadır. Normal hukuk düzeninin işlediği bir ülkede bu hukuksuzluğun yargıdan onay bulmasının mümkün olmadığı inancındayız. Süreci başından itibaren yakından izleyen Odamız, açılacak dava ile ilgili gerekli hazırlıkları tamamlama aşamasında olup, kamuoyu gelişmelerden bilgilendirilmeye devam edilecektir.

TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi
Yönetim Kurulu

Yorum yazın