Genel

Massive Attack ve Judas Priest aynı anda gelirse…

Yazan: [email protected]

İcat ettiği “trip hop”ın hâlâ en sağlam ismi Massive Attack ve adı heavy metal’le bir anılan Judas Priest… Bu iki gruptan birinin Türkiye’ye geldiğini duymak, müzikle biraz olsun ilgisi bulunanları heyecanlandırmak için yeterliydi. Aynı gece İstanbul’da çaldılar. Kuruçeşme Arena’da Priest’i dinleyen siyah tişörtlü, uzun saçlılar Beşiktaş’ta “trip hop” ibadetinden dönenlerle karşılaştı. Oysa birkaç ay öncesine […]

İcat ettiği “trip hop”ın hâlâ en sağlam ismi Massive Attack ve adı heavy metal’le bir anılan Judas Priest… Bu iki gruptan birinin Türkiye’ye geldiğini duymak, müzikle biraz olsun ilgisi bulunanları heyecanlandırmak için yeterliydi. Aynı gece İstanbul’da çaldılar. Kuruçeşme Arena’da Priest’i dinleyen siyah tişörtlü, uzun saçlılar Beşiktaş’ta “trip hop” ibadetinden dönenlerle karşılaştı.

Oysa birkaç ay öncesine kadar İstanbul’un müzik mevsimi solgun geçmeye adaydı. İptal edilen festivaller, inşaata kurban giden konser mekânları karamsar bir tablo çiziyordu. Sezon başındaki olumsuz haberlere rağmen İstanbul, bugüne kadar ki en hareketli müzik sezonunu yaşıyor.

Hafta sonundaki Electronica Festival ve Massive Attack konserini, Medyakronik’in müzik yazarı Müge Doğrular takip etti. Yıllardır beklenen Judast Priest’in Türkiye’deki ilk konserini ise muhabirimiz Semih Saka’nın kaleminden yayınlıyoruz.

Festivalci gençliğin haftasonu günlüğü!

Müge Doğrular

Heavy metal müziğin “kurucu ortağı” ve en büyük tedarikçilerinden, 40 yaşındaki Judas Priest geçtiğimiz pazar gecesi İstanbul’daydı. Elbette gecikmiş bir randevuydu; seyircinin yaş ortalaması da zaten bunu doğruluyordu. Ve doğal olarak, ortaokuldayken dinlemeye başladığı grubun konserine, şu anda ortaokulda okuyan çocuğuyla gelen babalar, anneler bile vardı. Priest’in kuşakları bir araya getiren özelliği Pazar akşamı Kuruçeşme Arena’da en görünür günlerinden birini yaşadı.

Sahne, tam da duyurulduğu saat olan 21:00’de açıldı. Ve grubun Nostradamus adlı son albümlerinin giriş parçası “Dawn Of Creation” duyulmaya başladı. Bu sırada “tanrılar” tek tek sahneye çıkıyordu. Çok geçmeden solist Rob Halford, sahnenin sol üst tarafında Nostradamus kostümüyle ve elindeki asasıyla belirdi. Bir büyücü gibi duruyordu sahnede. Intro’dan sonra giren “Prophecy” adlı şarkıda “I am Nostradamus” diye bağırıyordu metalin gelmiş geçmiş en iyi solistlerinden Halford. Ve hakikaten de karşımızda Nostradamus duruyordu. Halford konser boyunca, metal konserlerinde pek de alışmadığımız üzere, bir defiledeymişcesine kostüm değiştirdi. Diz seviyesine kadar uzanan, aksesuarlı deri ceketlerini nerededeyse her şarkıda değiştirdi.

Sahnenin tasarımı da sanki onun elinden çıkmıştı. Daha ilk şarkıda ortadan kayboldu Halford. Ve kısa süre sonra platformdaki asansörü kullanarak sahnenin tam ortasında, sislerin arasında belirdi. Sahnenin arkasında şarkıya göre değişen Judas Priest görselleri, ağır aksak da olsa sürekli yer değiştiren Halford’a uyum sağladı.

Son albümlerinin tanıtımı için turnede olan Judas Priest, bu albümün yanında yanında klasiklerinden “Siner”, “Between the Hammer and the Anvil”, “Rock hard ride free”, “Eat me alive”’, “Electric eye”, “Painkiller” gibi şarkılar çaldı. İzleyicinin şarkılara katılımı yüksekti. Konserin doruk noktası Halford’un “Breaking the what?” sorusuna izleyicinin hep bir ağızdan verdiği “Law” cevabıyla yaşandı. “Breaking the law” parçası bu nedenle, sanki en kısa süren parça gibi geldi bizlere. Bitmesin, hatta bir kere daha çalsın istedik.

Scott Travis’in davul şovunu atlamak olmayacak. Judas Priest tarihinin en verimli ve en sevilen davulcusu olduğunu bir kez daha kanıtladı bence. Hele “Painkiller”ın o muhteşem açılışını birkaç kez tekrar etmesi, gerçekten de anlatılmazdı.

“Tanrılar”ın da bir gün yaşlanabileceğini kabul etmek lazımdı. Priest sadece bir kez bis yaptı. Rob Halford’u ilk kez bis bölümünün başında, seyirciyle ses oyunları yaparken çıplak sesiyle dinledik. 56 yaşındaki solist, konser boyunca da dikkat çektiği üzere, tiz seslerde zorlanıyordu. Yaş ortalaması 55 olan grup, konseri nerede bitireceğini önceden planlamıştı anlaşılan. Konser yaklaşık 1 saat 40 dakika sürdü. Son şarkı “You got another thing coming” oldu. Öyle ki ikinci bis için, daha henüz canlı dinlemediği “Living after midnight”ı duyabilmek için Kuruçeşme’de bekleyen yaklaşık 10 bin kişi, teknisyenlerin sahneye çıkmasıyla dağıldı.

Yorum yazın